KATERİNA ; 15 Nisan 1684 – 17 Mayıs 1727 (43 yaşında)
15 Nisan 1684 tarihinde Letonyalı bir köylü ailesinin kızı olarak Kurşas’ta dünyaya geldi. Doğduğu zamanki ismi Marta Elena Skavronska idi. Asıl adı Marta Skrovnovska olan Çariçe Katerina üç yaşında öksüz kaldı ve Lüterci papaz Johann Ernst Glück tarafından büyütüldü. Ruslar, İsveç ile yaptıkları savaşlar sırasında Katerina’yı esir aldılar ve kimsesiz köylü kızı, Çar Petro’nun danışmanlarından birinin hizmetçiliğini yapmaya başladı. Görevi, danışmanın konağında çamaşırcılıktı. Katerina, bu arada efendisinin konağına sık sık gelen Çar’ın gönlünü çelmeyi başardı……
BALTACI MEHMET; 1662 Çorum- Eylül 1712 Limni (49-50 yaşlarında)
1662 Çorum’un Osmancık ilçesine bağlı, bugün kendi adını taşıyan köyde (esk. Karaağaç Köyü) doğmuştur. Genç yaşta ilim merakı ile Trablus, Tunus ve Cezayir’e kadar gitmiştir. Daha sonra İstanbul’a dönmüş ve akrabalarından Hacı Sefer Ağa vasıtası ile saraya girmiştir. Burada önce baltacı oldu. Güzel sesli olduğundan musikiye heveslenmiş ve müezzin olup “Mehmed Halife” namını, temiz yüzlü ve akça-pakça bir insan olduğu için de “Pakçemuezzin” lakabını kazandı. Ardından kâtipliğe heveslenen Baltacı Mehmed Efendi, önce yazıcı ve Aralık 1703’te ikinci imrahorluğa tayin edildi.
Bu sırada şehzade Ahmed ile yakın ilişkiler kurdu. 1703’te Edirne Vakası sırasında İstanbul’da ve sonra Edirne’ye giden isyancılarla yakın bağlantılar kurdu ve bunların II. Mustafa’yı tahttan indirip yerine kardeşi III. Ahmed’i tahta geçirmeleri için büyük gayretler gösterdi. III. Ahmet tahta geçtikten sonra sadrazm Moralı Damat Hasan Paşa sultanın tevecühünü kazanan ve böylece hızla ilerlemesi beklenen Baltacı Mehmet’i kendine rakip olarak gördü ve onu terfi ettirmedi. Birinci imrahorluğa geç yükseldi ama bu sefer de Trablusşam ve Halep taraflarına tahsildar olarak görevlendirilerek İstanbul’dan uzaklaştırıldı. 1704’te Kalaylıkoz Hacı Ahmet Paşa sadrazam olduğu zaman İstanbul’a dönebildi.
Kasım 1704’te vezirlik de verilerek kaptan-ı derya yapıldı. Sadrazam olana kadar 1 ay kadar bu görevi yaptı.[1] 21 Aralık 1704’te de ilk kez sadrazam oldu. Bu sırada kendi taraftarlarını önemli işlere yerleştirme ile uğraştı. Daha başka bir iş yapamadan 3 Mayıs 1706’da sadrazamlıktan azledildi.
Azlinden sonra Sakız Adası’na sürüldü. Daha sonra darüssaade yazıcısı Nevşehirli İbrahim Efendi’nin yardımıyla Erzurum valiliğine getirildi. Haziran 1707’de ise Sakız muhafızlığı görevi verildi. Ocak 1709’da Halep valiliğine atandı.
PRUT SAVAŞI; 1710-1711
1710-1711 Prut Osmanlı-Rus Savaşı; Rusya, Osmanlı Devleti ile mücadelesinde kendi lehine bir zemin yaratmak istiyordu. Osmanlı içinde yaşayan Ortodoks toplumları kışkırtarak Osmanlı Devleti’ni zayıflatacak ve yapacağı savaşlarda daha önce kaybettiği toprakları geri alacaktı. Eflak ve Boğdan Beylerini Osmanlılara karşı kışkırtan Rus Çarı I. Petro, Poltova Muharebesi’nde İsveç Kralı Demirbaş Şarl’ı yenince, XII. Karl Osmanlılara sığındı. İsveç Kralı’nı kovalayan Rus birliklerinin Osmanlı topraklarına akınlar düzenlemesi, ve Bender’de mülteci bulunan Karl’ın İstanbul’a yazdığı mektuplarla Rusya aleyhine yaptığı kışkırtmanın etkisi ile Sultan III. Ahmed 1710 yılında Rusya’ya karşı savaş ilan etti.
Baltacı Mehmed Paşa, 18 Ağustos 1710’da Köprülüzade Damat Numan Paşa’nın azledilmesinden sonra 2. kez sadrazam oldu. İsveç Kralı XII. Karl’in (Demirbaş Karl)’ın 28 Haziran 1709 Poltava Savaşında Ruslara yenilmesi ve İsveç ordusundan artakalan 1.500 kadar kuvvetle güneye çekilerek Osmanlı Devleti’ne iltica etmesi; önce Özi kalesine sığınması ve sonra da Bender’e yerleşmesi ile Osmanlı Devleti ile Rusya arasında çıkan anlaşmazlıklara ve çatışmalarla uğraşmak paşanın ilk faaliyetleri oldu. Bender’de mülteci bulunan XII. Karl’ın İstanbul’a yazdığı mektuplarla Rusya aleyhine yaptığı kışkırtmanın etkisi ile Sultan III. Ahmed 1711’de Rusya’ya karşı savaş ilan etti ve Prut Savaşı veya “1710-1711 Osmanlı-Rus Savaşı” adı verilen savaş başladı.
Sadrazam olan Baltacı Mehmet Paşa Şubat 1711’de Serdar-ı Ekrem olarak tayin edildi. Sefer hazırlıkları tamamlandıktan sonra 9 Nisan 1711’de İstanbul’dan 200.000 kişilik bir orduyla ayrılan Baltacı Mehmet Paşa Tuna’yı geçerek Eflak’a girdi. Osmanlı kuvvetleri, 18 Nisan’da başlayan ve 4 gün süren Prut Savaşı çarpışmaları ile Kırım Ordusunun da desteği ile Rus birliklerini Prut Nehri kıyısında bulunan bataklık arazideki Stanileşti kasabası yakınına sürdü ve çember içine aldı. O an için kurtuluş imkânı bulunmayan Rus ordusu komutanı olan Rus Çarı I. Petro, Moskova’ya bir mektup yazarak durumun zorluğunu ve ümitsizliğini anlattı.
“Katerina’nın Prut Savaşı sırasında barışı sağlamak için bizzat Osmanlı sadrazamı Baltacı Mehmet Paşa’yla müzakerelere katıldığı ileri sürülmektedir, Baltacı Mehmet’in çadırında geçen barış antlaşması olayı birçok tarihçi tarafından yazılmıştır.”
İki insan ve iki devletin savaş ilişkileri tarih sayfalarında unutulmaz yerini almıştır…
Görülen o dur ki, erkeklerin ne istediğini bilen bir Katerina ve Kadınlardan ne isteyeceğini bilmeyen bir Baltacı önemli bir tarihte rol almıştır.
Tarihte kadınların rol oynadığı birçok önemli devlet olayları vardır..
KATERİNA SAYESİNDE RUS DEVLETİ YOK OLMAKTAN KURTULMUŞTUR…
.
.
.
.
.