Din işlerini halife, devlet işlerini de sultanın yönetmesi gerekir – Halifeliği kabul etmeyen Selçuklu beyi Tuğrul Bey 1037 – 4 Ekim 1063

Oğuzlar’ın Kınık boyundan Selçuk Bey’in torunudur. Babası Mikail, gazâ akınında şehit düşünce, dedesi Selçuk Bey’in yanında büyüdü. Çocukluğu Seyhun boylarındaki Cend şehrinde geçti. Gaznelilerin, Selçuk Bey’in oğlu Arslan Yabguyu esir almasından sonra 1025 yılında Selçukluların başına geçti. Altun Can Hatun ile evlendi.

Kendilerine yeni bir yurt arayan Tuğrul Bey komutasındaki Oğuzlar Horasan’a göç ettiler. 1028-1029 yılları arasında kardeşi Çağrı Bey ile birlikte Merv ve Nişabur kentlerini ele geçirdi. Buhara ve Belh kentlerine seferler düzenledi. 1038 yılında Nişabur’da kendini sultan ilan etti. 1040 yılında Gaznelilerle yaptığı Dandanakan Savaşı’nı kazanarak Gazne Devleti’ne karşı Selçukluların üstünlüğünü sağladı. Kardeşi Çağrı Bey’i Horasan valisi tayin eden Tuğrul Bey İran’ın büyük bir bölümünü ele geçirdi ve Selçuklu topraklarını Anadolu’ya kadar uzandırdı.

1055 yılında Abbasi halifesi olan Kaim, Bağdat’ı ellerinde bulunduran Şii mezhepli Büveyhoğulları’na olan bağımlılıktan kurtulmak için Bağdatlı ünlü alim, fakih ve kadı Mâvardı’yı Tuğrul Bey’e göndererek Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey’den yardım istedi. Bağdat’a asıl iktidar gücü olan halifelik muhafız güçleri komutanı olan Türk asıllı ama Şii mezhepli “Basâsırı” destek görmeyi önceden kabul etti. Ama sonra “Basâsırı” bu görüşünden ayrıldı ve Buveydiler ile aksi düştü. Halife Kaim de bu ayrılıktan istifade edip Tuğrul Bey’i Bağdat’a davet etti.

Tuğrul Bey Abbâsî halifesini Şiilerden kurtarmak için 1055’te Bağdat’a yaptığı seferde Büveyhoğulları ile savaştı ve onları ağır bir yenilgiye uğrattı. Irak’ta son Büveyhoğulları hükümdarı olan El-Meliku’r-Rahim’i esir alan Tuğrul Bey bu devlete son verdi. Tuğrul Bey Bağdat’a girip Abbâsî halifeliğinin koruyuculuğunu üzerine aldı.

Fakat tam bu sırada Selçuklu idaresinde bulunan ülkede Tuğrul Bey aleyhine üvey kardeşi İbrahim Yınal isyan etti ve büyük sayıda Türkmen de bu isyana katıldı. Tuğrul Bey isyancı üvey kardeşi İbrahim Yınal ve Büveyhoğulları orduları ile zor bir savaşa girmek zorunda kaldı. Aralık 1058’de 400 atlı süvari bedevi Banu Hilal aşiret birlikleri başlarında 1055’te Bağdat’dan sürülmüş Basasırı olarak Bağdat’ı işgal ettiler. Şehirde camilerde Kahire’de bulunan Şii Fâtımîler halifesi Müstansır adına hutbe okuttular.

1060 yılında Tuğrul Bey İbrahim Yinal isyanını bastırdı ve Fâtımîlerin eline geçmiş olan Bağdat’ı ele geçirdi. Abbâsî halifesi Kaim’in tekrar Bağdat’a dönmesini sağlayan Tuğrul Bey, halifenin kızı Seyyide Fâtıma el-Betül ile evlendi.

1060 yılında Bağdat Abbasi Halifesini himayesine alır fakat halifeliği kabul etmez, üstlenmez.
Din ve devlet işlerini ayrı tutar. Halifenin ısrarına rağmen kabul etmez halifeliği.
Devlet işleri ile din işleri ayrı olması gerektiğine inanır ve bu fikri savunur.
Eğer din işleri devlet çarkına konulursa orada dirlik olmayacağına inanır.
Bunun örnekleri tarihte vardır. Tuğrul Bey halifeyi ve halifelik makamını sadece ‘himaye’ eder, temsilcisi olmaz.
Bu karar son derece önemli bir karardır ve son derece iyi bir başlangıçtır.
Tuğrul Bey;
“Din işlerini halife, devlet işlerini de sultanın yönetmesi gerekir”
der. Böylece dinle devlet işini ayırarak dünyada ilk kez laik bir sistemi benimseyen ilk kişidir Tuğrul Bey.
Diğer bir ifade ile tarihte ilk kez laiklik ilkesini Türkler gerçekleştirmiştir. Bu kişi de Tuğrul Bey’dir.
Mustafa Kemal Atatürk ile de laiklik sistemleştirilerek cumhuriyetin temel ilkesi haline gelmiştir.

“Hunların, Türklerin, Moğolların ve diğer Batı Tatarlarının genel tarihi”, kitabında laikliğin Avrupa’ya Türk sultanı Tuğrul bey tarafından uygulandığını yazan kitapta yer almaktadır.
.
.

Toğrul, Tughrol veya Tughrul kenti antik Selçuklu kule-kümbeti


.
.
.
.
.

Hakkında Türk Bilimi