C- ECE- EGE; DOĞURAN, ANAÇ DENİZ, DOĞUM YERİ

Ege denizi olarak tanımlanmış olan yer Yunan medeniyetinin doğuş yeridir, bölgeye EGE adı sonradan verilmiştir, antik dönemde ayrılmamış, bütünü AKDENİZ olarak tanımlanmıştır.
Ege denizi, Roma İmparatorluğu’nun kontrolü altında iken Yüksek ve Geç Orta Çağ’da birçok adasını yöneten Venedikliler, birçok Avrupa ülkesinde erken modern döneme kadar devam eden bir isim olan Takımadalardı ( Yunanlılar denize yeniden doğduklarını anlatan  “ana deniz” ve ya “anaç deniz” anlamına gelen Ege denizi dediler).


Yunan kültürü Ege denizinin iki yanında Anadolu ve Yunanistan yarımadası bölgesinde Helenistik dönemden sonra doğmuştur, Roma döneminde yoktur, Bizans döneminde yoktur..
Ege adının kültürler ve tarihler içerisinde nasıl değişime uğradığına önemli örnektir, kelimeyi Türkler ECE olarak kullanmaktadır, ECE bir toplumu doğurgan, kutsal doğuran anlamında kullanılır.

Batı dillerinde G-C ayni ses ile söylenir.

Ece, Türk ve Altay mitolojisinde yeryüzündeki ilk kadın olarak tanımlanır.
Ece, kıralın eşi ya da kırallığı yöneten kadın, kraliçe, doğuran, kırallığın anası olarak tanımlanır.
Ege, ecenin bölgesel adı, yeniden doğuş yeri anlamındadır.
Grece- Grek, doğan, yeniden doğan.
Eggy, yumurta
Egypt, doğan yer
Cenin, ana rahmindeki canlıya verilen addır.
Cenesis-Genesis, Olma işi veya biçimi, Bir durumdan öteki duruma geçiş, yeniden doğma.
Cenoa-Genoa, yeniden doğan Genoa yazılır, Cenoa, Ceneviz olarak okunur.

G yeniden doğuş, C antik ay tamgasıdır, kutsal kadınların göstergesidir, işleyici mantığında bir tamgadır.
.
.
.
.
.
.
.
.

Hakkında Türk Bilimi