Keyfe altı – Kahve altı- kahvaltı- kahveden önce alınması gereken tedbir..

İnsan sağlığı için korunması gereken “keyif veren beslenme alışkanlıklarının bedensel zararlarından korunmak için gıdaların tedbir alınarak tüketilmesi gerektiğidir. Kahve içmenin bedene zarar verdiği tespit edildikten sonra, kahve altı- kahve öncesi gıda alınması toplumsal kuralı oluşturulmuştur. Toplumda çok yaygın olan “Kahve hane” kültürü toplumsal zafiyettir, fakat halk zaman içersinde bu yerleri sohbet hane olarak kullanmaya başlamış olsa da topluma faydalı hale getirilememiştir..

Uyuşturucu- keyif verici gıdaların alışkanlık yapması bir bireyi ve bulunduğu toplumu yok eder, ekonomik sorunu olan bağımlılar elde ettikleri ilk kazancını bu maddelere vererek ailesel çöküntü oluşturur, madde bağımlısı kişiler elde ettikleri ilk maddi gelir ile çocuklarına mama almadan kendilerine keyif maddesi alırlar, çocukları aç yatan bağımlı aileler vardır..uyuşturucu bağımlısı insanlar çocuklarının bu alışkanlıkları almamasını isterler, fakat savaşın öncelikle kendilerini kontrol ederek bağımlı olmaktan kurtulmak olduğunu bildikleri halde bunu yapmazlar, çünkü bağımlıdırlar…”bağımlılık, gönüllü esirliktir”..

Ülkeler arası savaşlarda düşman ülkenin insanlarına keyif veren gıdaları ücretsiz dağıtarak toplumun karşı koyma direncini yok ederler….

1920’de İngiliz işgal güçlerinin İstanbul Limanı’na gemilerle getirdiği binlerce kasa alkollü içkiyi gençlerimize bedava dağıtıp onları zehirlemesine, işgale karşı direnişi kırarak özgürlüklerini ve onurlarını ellerinden almak istemelerine karşı alkollü içkilerle mücadele amacıyla dönemin Şeyhülislam’ı İbrahim Haydarizade’nin himayesinde Dr. Mazhar Osman Uzman ve arkadaşları tarafından Padişahın izniyle 5 Mart 1920’de İstanbul’da “Hilal-i Ahdar” adıyla toplumu koruma teşkilatı kurulmuştur.

“Hilal-i Ahdar” ismi daha sonra “Yeşil Hilal” ve “Yeşilay” olarak değiştirilmiş, 1934 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Yeşilay’a “kamuya yararlı dernek statüsü” verilmiştir.

Yeşilay’ın kurulduğu 1 – 7 Mart tarihleri ülkemizde Yeşilay haftası olarak kutlanmaktadır.

Kuruluşundan günümüze bağımlılık türleri arttıkça Yeşilay’ın da tüzüğünde çalışma alanları çeşitlenmiş, alkolden sonra sigara, uyuşturucu, kumar, fuhuş, ve yakın tarihte teknoloji bağımlılığı Yeşilay’ın mücadele alanına dahil olmuştur.

Yeşilay tarihi, “bir toplumu köle yapmak için” kullanılan savaş yöntemlerinden biri olan “uyuşturarak algı sisteminin çalışmasını engelleme”yi önlemektir.

Çeşitli uyuşturucular vererek insanların beyinlerini çalışmaz hale getirmek topluma verilen en büyük hasardır, insanlar bu alışkanlıkları aldıklarında kendilerine zarar verdiğini bildikleri halde bağımlılıklarını sürdürürler, hiçbir uyarı bağımlı hale gelen insanların kurtulmalarını sağlayamaz.

İslamiyet her türlü uyuşturucuyu yasaklamıştır, İslamiyetin farzlarını yerine getirmenin ilk şartı “Aklı Balik olmak” yani “aklının yeterince çalışır” durumda olması’tır, buna rağmen İslami toplum yönetimlerinde uyuşturucu kullanımı engellenememiştir.

“Kötü bağımlılıklar toplumları yok eder..”

Uyuşturucu, sadece sigara veya alkol değildir……insan beynini yanıltıcı her kuvvet uyuşturucu özelliği taşır….dolandırıcılık bir çeşit uyuşturuculuktur., insanlar sadece gerçeklerin varlığı ile doğru kararlar verebilen bir beyin yapısına sahiptir….

Subliminal fizik çağın en önemli uyuşturucu güdüsüdür….görüntülere saklanmış görüntüler ve seslere saklanmış titreşimler insanların güdülenmesinde büyük etkendir….

Enkoder   – karıştırma ve Dekoder – ayırma fizik mantıkları SAKLI İLETİŞİM MANTIKLARI dır..

Radyo sistemlerinde bilgilerin çok uzaklara karışmadan gitmesini sağlamaktadırlar.