MALAZGİRT ÖNCESİ ; DENİZLİ TAMGALISAY

Ev / Genel / MALAZGİRT ÖNCESİ ; DENİZLİ TAMGALISAY

MALAZGİRT ÖNCESİ ; DENİZLİ TAMGALISAY

Geçen haftaki sayımızda “dağlar, biz Türklerin ‘kim’liğidir, özüdür. Bugün hâlâ kadim Türk tarihine ışık tutan kültür izlerine rastlıyorsak eğer, eski Türklerin dağlara nakşettiği izler; yani damgalar ve kaya resimleri sayesindedir” diyerek Bozkurt İnceler’de bulduğumuz kaya resimlerini tanıtmıştık. Tanıtımımız sadece yerel kamuoyunda değil Türkiye kamuoyunda da geniş bir ilgi ve yankı buldu. Bu ilgiye katkı sağlayan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Aynı şekilde geçen haftaki sayımızda kaya resimlerindeki çizimlerin ve harflere benzeyen bazı şekillerin okunması için konunun uzmanlarına bir duyuruda da ayrıca bulunmuştuk. Çünkü Bozkurt-İnceler’de karşılaştığımız kaya resimleri bir kez daha belirtmem gerekir ki tarihimize ve kültürümüze ışık tutacak nitelikte idi. Öte yandan Anadolu coğrafyasında bulduğumuz kaya resimleri ve damgalardaki anlamlara ve bilgilere erişim, bugüne kadar bizlere kabul ettirilmiş iki tarih tezini de yeniden tartışmaya açacaktır inancındaydım. Bu tezlerden birincisi, “Türklerin atayurdu Ortaasya”dır. Bir diğer tez ise Türklerin “Anadolu’ya gelişinin 1071-Malazgirt Zaferi ile birlikte” oluşudur.

Bu sayıda bir hususu daha siz değerli okuyucularıma arz etmek isterim:

2004 yılından bu yana önceleri görev yaptığım Van’da sonra da kendi ilimde-Denizli’de dağ-taş demeden daima heyecan ve şevk içinde Türk damgalarının (tamgalarının) ve kaya resimlerinin peşine düştüm. Çoğu zaman keşiflerimi bu alanda çalışan kişilerle de herhangi bir maddi ya da manevi beklentiye girmeksizin paylaştım ve de halen paylaşmaktayım. İnandığım hep şu olmuştur: Bir Türk olarak görünenin ardındaki gerçeği sorgulamak ve yakalamak hevesinden asla vazgeçmemek… Biliyorum ki Türk tarihinin ve kültürünün izleri hepimizin koruyacağı ve aydınlığa kavuşturacağı birer mirastır, tarihsel sorumluluğumuzdur. Bu inanç içerisinde herhangi bir ün-şöhret sevdalısı olmadan atalarımın bizlere bıraktığı bu ortak mirası “şahsileştirmeden” ve de “ideolojikleştirmeden” yine atalarımın olduğu bilinci ile hareket ettim daima… Geçen hafta o kadar teşekkür mesajı aldım ki, sayısını belirtmem imkânsız. Beni mutlu eden bu mesajların yoğunluğu değil elbette, daha çok üzerine ölü toprak serpil(til)miş kitlelerin uyanmış olması ve yeniden kendi kök kültürüne yüzünü dönmüş olmasıdır. Bu keşif atalarımındır, ben sadece bu keşfi sizlere iletmede bir köprü vazifesi gördüm o kadar..  Bu vazife, bizim tarihimize olan namus borcumuzdur, o nedenle bu keşfin hiçbir şekilde şahsileştirilmemesi-ideolojikleştirilmemesi gerektiği anlayışında olduğumu bilmenizi isterim. Atalarımızın mirası hepimizindir. Ve bu mirasa sahip çıkmak, yine tekrar ediyorum; hepimizin kendi milli tarihimize olan namus borcumuzdur.

Geçen sayıdaki yazımızı okuyanlar hatırlayacaklardır, kaya üzerinde resim ve çizimlerin okunması önerisinde bulunmuştuk. Bu yazımızda bu okuma önerisinin ilk bölümünü sizlerle paylaşmak sevincini yaşıyorum. İlk okuma önerisi tarih araştırmacısı Sayın

Kürşad BAYTOK tarafından getirilmiştir. Bu okuma önerisini Sayın BAYTOK’un kaya resimlerine ilişkin açıklaması ile birlikte sunuyorum:

“Denizlideki bu kaya resim ve yazıtlarında göze çarpan en büyük özellikler, her Türk kaya resim ve yazıtlarında olduğu gibi bölgenin kadim Türk mezarlık alanlarında ve özellikle Türkmen yerleşim yerlerinde bulunmasıdır. Bu kayalar bir anda değil, yıllar boyu birer uğrak yeri olmuş ve her dönemde belirli betimlemeler yapılıp, süslemeler ve yazılar kullanılmıştır. Yazıların ardından yıllar boyu gelinerek yapılan bazı çizimler ve süslemeler her ne kadar yazıların görünümlerini ‘tamga uçlarından çekip uzatarak ve süslemelere ekleyerek’ değiştirse de; Tamga kökleri bir şerit halinde olduğu yerde durmakta ve kendini açıkça göstermektedir. Bu aşağıda değineceğimiz kaya yazısı atalarımız tarafından özellikle ‘iki şerit arasında yazılarak’ belirgin ve kaybolmayacak bir görünümde tutulmuştur. Okuma önerimiz şu şekildedir:

Yazı hem Anadolu’daki birçok kadim Ön Türk yazısı, hem de Türk abecesinin genel özelliği olarak sağdan sola doğru yazılmıştır.
ÜÇ : (Ü+Ç) Üç sayısıdır ve aynı Türk bengütaşlarında her zaman yazılan şekli ile yazılmıştır/Tüm Türkçe sözlük ve köken bilim kaynakları.

İDİÇ : (İ+D+(İ)+Ç) Enenmiş At demektir. (Enenmiş iğdiş edilmiş ya da bir şekilde işaretlenmiş demektir) /TDK Büyük Sözlüğü.

ALTU : ((A)+L+(T)+U) Aldı demektir. Günümüze T-D değişimiyle gelen bu sözcük, hem Altı, hem Altu şeklinde yazılmakta ve söylenmektedir. / Türk Bengütaşları, köken bilim kaynakları ve Kaşgarlı Mahmut’un lügatı.

Yazıda “ÜÇ İDİÇ ALTU” (ÜÇ ENENMİŞ AT ALDI) yazmakta ve daha önce de karşılaştığımız; kaya üzerine kayıt tutma, antlaşma yapma ve unutmamak yada unutulmamak için taşa kazıma işlemi atalarımız tarafından yerine getirilmiştir.

Dipçe :Kalın “T” tamgasının özellikle Altay bölgesinde, Yenisey ve Talas’taki haliyle kullanılması, bu yazının da Orkun bölgesindeki Türk yazıtlarına yakın ya da biraz daha eski olabileceğini bize gösteriyor.

Sayın BAYTOK, ayrıca bu kaya resimlerinin ait olduğu dönem hakkında da açıklamalarda bulunmuştur: “Bu yazıtlar 8’inci yüzyıla ait olabilir. Ortaya çıkan bu önemli eser, kesinleştiği takdirde Türklerin Batı Anadolu’ya 10’uncu yüzyıldan önce geldiklerinin kanıtı olacak. Tarih yeniden yazılabilir. Türklerin Anadolu’ya gelişi, kitaplarda 1071 Malazgirt Savaşı olarak yazıyor. Ancak bulunan eserler, bunun daha eski olduğunu gösteriyor”.

Biz Sayın BAYTOK’un yaptığı okuma önerisini bilim dünyasının görüşlerine ayrıca sunuyoruz. Bu önerinin dışında kaya resimlerindeki işaretler ve yazılara ilişkin başka okuma önerilerine de ayrıca sayfamızda yer vereceğimizi belirtmek isteriz. Siz değerli okuyucularımıza bu bilgileri hazırlarken Sayın BAYTOK’a gönderdiğimiz kayalar üzerindeki diğer yazılara ilişkin okuma önerileri de tarafımıza sunulmuştur. Bir diğer sayımızda bu önerilere yer vereceğiz. Şimdilik bu önemli kültür mirasımızın koruma altına alınacağı ümidiyle sizleri, bu resimlerle baş başa bırakıyorum. Ve bir kez daha belirtmek isterim; bu alanın uzmanları, resimlerdeki çizimlerin neyi ifade ettiğini, hangi tarih aralığında çizilmiş olabileceğini umarım daha detaylı araştıracaklardır.


Hakkında Ümit Şıracı

İlginize teşekkürler


Tayfur köyü antik Trakyen tahtı

Trakyen yarımadası Tayfur köyünde Trakyenlerden günümüze tarih

Çanakkale Trakyen yarımadası ( Thracian Chersonesos) Tayfur köyü mübadele Türklerinin Rumlardan kalma köyüdür. Kaya oyma Trakyen …


Çok yaşlı dut ağacı- Karainebeyli

Gelibolu Karainebeyli Kalaycı dede antik alanı

Kalaycı dede  antik alanı Gelibolu  Karainebeyli köyü Kara Nebi antik mezarlığı yakınındadır. Kalaycı dede  antik …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


 


*


Hakkında antikor