Mevlânâ Yaraluca Muhyiddin ve II. Bâyezid’in hazırlattığı Bursa,Edirne ve İstanbul Kanunları “Dünyanın ilk tüketiciyi koruma kanunları” (1502 ila 1507)

Ev / Genel / Mevlânâ Yaraluca Muhyiddin ve II. Bâyezid’in hazırlattığı Bursa,Edirne ve İstanbul Kanunları “Dünyanın ilk tüketiciyi koruma kanunları” (1502 ila 1507)

Mevlânâ Yaraluca Muhyiddin ve II. Bâyezid’in hazırlattığı Bursa,Edirne ve İstanbul Kanunları “Dünyanın ilk tüketiciyi koruma kanunları” (1502 ila 1507)

BİLİNDİĞİ GİBİ OSMANLI DEVLETİNİN KURULUŞUNDA SELÇUKLU AHİLİK ESNAF KURUMLARI VADIR, AHİLİK SİSTEMİNDE ESNAF KURUMLARI KENDİ KENDİNİ YÖNETEN BİR OTO KONTROL ÖZELLİĞİ TAŞIR, Ahilik müessesesinde ahiler kendi yönetimleri ile esnafları kontrol eder , devlet bu sistemin işleyişine müdahil değildi.
AHİLİK SİSTEMİ OSMANLI DEVLETİNİN KURULUŞUNDAN İTİBAREN OSMANLIDA YAŞATILMIŞ VE 1502 DE ÇIKARILAN BU KANUNLARLA DEVLETİN KONTROLUNA GEÇMİŞ, YANİ BU YILDA HAZIRLANAN BU KANUNLARLA AHİLİK SİSTEMİ DEVLET KONTROLLU KANUNLAR SİSTEMİNE GEÇMİŞTİR
.
.
BU DURUMU İKİ ŞEKİLDE İNCELEMEK GEREKİR
.
1-KENDİ KENDİNİ İDARE DEN BU SİSTEM DEVLET KONTROLUNDA;
Ahilik sistemi Selçuklu Deletinde halkın tamamını doğru ve kusursuz işleyen bir adalet sistemidir ve bu sistem kendi kendini idare eden katı kuralları olan bir sistemdir, özellikle ayni din ve milliyete tabi olan bu insanlar içersinde çok mükemmel bir çalışma oluşturmuştur.
.
AHİLİĞİN ÖZELLİKLERİ;

AHİ EVRAN (d.1171-ö.12 Nisan 1261) BİR İMPARATORLUĞUN TEMEL TAŞI VE KAYBEDİLEN EN DEĞERLİ TOPLUM KURALI; TÜRKLERDE “BİLİM, SANAT VE ERDEMİ YAŞAM BİÇİMİ HALİNE GETİREN BİR KURUM OLARAK AHİLİK”

.
Her kent ve kasabadaki gelir düzeyi iyi, meslek ahlakına güvenilen ve gençleri yönetebilecek nitelikte olan kişiler “Ahi Baba” olarak seçiliyordu. Ahi Babalar yamak, çırak, kalfa, usta hiyerarşisine dikkat ederek, gençlerin mesleği en iyi şekilde öğrenmesinden sorumludurlar. Ahi babaların ortak özellikleri üyelere örnek davranışlar sergilemeleri ve bağlayıcı kişiler olmalarıdır.
Ahiliğe girişte yapılan törende aday tıraş edilir, hırka ve şalvar giydirilir, kuşak kuşatılırdı. Daha sonra helva pişirilir, bu helvadan komşu şehirlere gönderilerek adayın üyeliği buralara bildirilirdi. Ahiliğe ilk giren kişi talip sonra nim tarıyk (yola giren), en sonra sahib-tariyk (yol sahibi) olarak adlandırılır.
Ahi örgütü mensupları üç gurup altında toplanabilir;
Meslek erbabları
Bilgin, sanatçı ve eğitmenler
Askerler ve yöneticiler
.
Ahi olmak ve peştemal kuşanmak için kişinin bir Ahi tarafından önerilmesi zorunludur. Üye olmak isteyenlerden yedi fena hareketi bağlaması ve yedi güzel hareketi açması beklenmektedir:
1.Cimrilik kapısını bağlamak, lütuf kapısını açmak
2.Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, hilim ve mülâyemet kapısını açmak
3.Hırs kapısını bağlamak, kanaat ve rıza kapısını açmak
4.Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak
5.Halktan yana kapısını bağlamak, Hak’tan yana kapısını açmak
6.Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, Marifet Kapısını açmak
7.Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak
İnanmayanlar, çevresinde iyi tanınmayanlar, kötü söz getirebileceği düşünülenler, zina ettiği ispatlananlar, katiller, hayvan öldürenler (kasaplar), hırsızlar, dellallar, cerrahlar, vergi memurları, avcılar, vurguncular örgüte katılamaz.
.
2-BÜYÜYEN BİR DEVLET YANİ İMPARATORLUK OLAN OSMANLI DEVLETİ İÇERSİNDE ÇOK KARIŞIK HALKLARIN İHTİYACI VE YÖNETİMİ GEREĞİ OLUŞAN DÜZENLEME;
Büyüyüp bir İmparatorluk olan Osmanlı Devleti çok farklı milletlerin ve çok farklı inançların olduğu bir topluluk olmuştur, bu durum Ahilik sisteminin yeterince korunamadığınıda göstermektedir, Osmanlı hakimiyetine geçen toplulukların kendilerini Ahilik sistemine dönüştürmedikleri görülmektedir, yada ” İMPARATORLUK BU ÖNEMLİ TOPLUM KURALLARINI KORUMAMIŞTIR” ASLINDA “Osmanlı Devletinin kuruluşundaki birçok değer korunamamıştır”
.
2.BEYAZIT KANUNLARI;
.
II. Bâyezid devrine ait en mühim kanunlardan birisi şüphesiz ki, Bursa, İstanbul ve Edirne İhtisâb Kanunnâmeleridir.
Bu kanunnâme, dünyanın en mükemmel ve en geniş belediye kanunu olmakla kalmamakta, aynı zamanda dünyada ilk tüketici haklarını koruyan kanun, ilk gıda maddeleri nizâmnâmesi, ilk standartlar kanunu, ilk çevre nizâmnâmesi ve kısaca asrına göre çok hârika bir hukuk kodudur.
Bu kanun, hem Osmanlı örf âdetlerini ve hem de İslâm hukukunu çok iyi bilen Mevlânâ Yaraluca Muhyiddin tarafından hazırlanmıştır.
Hazırlanış tarihi 1502 ila 1507 tarihleri arasındadır.
.
(Maddenin başındaki rakamlar Kanun maddelerine ve harflerden B, Bursa, E Edirne ve İ İstanbul Kanununa işaret etmektedir):
“İ-45. Ve mahkeme kararıyla yiyecek ve içecek ve giyecek ve hubûbât ki; çarşıda ve pazarda vardır, gözedilüb her meslek sahibi teftiş oluna. Eğer terâzûda ve kilede ve arşunda eksük bulunursa, muhtesib (belediye başkanı) haklarından gele.
İ-21. Etmekçiler, standart olarak alınan ekmeği narh üzere pâk işleyeler, eksik ve çiğ olmaya. Etmek içinde kara bulunursa ve çiğ olursa, tabanına let uralar; eksük olursa tahta külâh uralar veyahud para cezası alalar. Ve her etmekçinin elinde iki aylık, en az bir aylık un buluna. Tâ ki, aniden bazara un gelmeyüb Müslümanlara darlık göstermeyeler. Eğer muhâlefet edecek olurlarsa, cezalandırıla.
İ-4. Eyle olıcak ekmek gâyet eyü ve arı olmak gerekdir.
E-7. Aşcılar bişürdükleri aşı pâk bişüreler ve çanakların pâk su ile yuyalar ve tezgâhlarında kâfir olmaya. Ve iç yağiyle nesne bişürmeyeler. Ve bir akçelik eti her ne narh üzerine alurlar ise beş pare olur. Bir akçelik aş alanın aşına bir pâre koyalar. İki pulluk dahi etmek vereler. Bir akçelikden artuk alsalar ya eksük alsalar, bu hisâb üzerine vereler. Cemî‘ Edirne’nin aşcıları ittifakiyle teftiş olundı.
İ-38. Ve kile ve arşun ve dirhem gözlenile; eksüği bulunanın hakkından geleler.
İ-5. Un kapanında olan kapan taşlarını, mahkeme kararıyla muhtesib (belediye başkanı) dâim görüb gözede. Tâ ki, hile ve telbîs olub un alan ve satan kimesnelere zarar ve ziyân olmaya.
B-74. Ve hamallar na‘lsuz at istihdâm etmeyüb ve dağ yükünün iki yükünden ziyâde götürmeye.
E-58. Ve ayağı yaramaz bârgiri işletmeyeler. Ve at ve katır ve eşek ayağını gözedeler ve semerin göreler. Ve ağır yük urmayalar; zira dilsüz canavardır. Her kangısında eksük bulunursa, sâhibine tamam etdüre. Eslemeyeni gereği gibi hakkından gele. Ve hammâllar ağır yük urmayalar, ma’kul üzerine ola.
İ-40. Ve sirke ve yoğurda su koymayalar. Su katılmış olub bulunursa, teşhir edeler veyahud tahta külâh uralar, gezdireler.
İ-29. Kuyumcular, sâde işi dirhemine bir akçe; minekârî işde dirhemine iki akçe ve altun sâde ise miskâline üç akçe; müşebbek işde miskâline beş akçe ve gümüş düğmeler iriyi ve hurdayı gâyet eyü hâlis işleyeler, bakır koyub işlemeyeler. İşleyenin muhtesib (belediye başkanı) gereği gibi haklarından gele.
İ-33. Ve boyacıları dahi gözedeler, kalb boyamayalar; boyarlarsa gereği gibi hakkından geleler.
İ-42. Ve iplikçilerin ipliği tire ipliğine berâber ola. Ve astar ki, şehirde işlene, sekiz arşun ola, eksük olmaya. Olursa hakkından geleler.
İ-46. Hammâmcılar, hâmmâmları gözedeler, yunmuş ola, ıssı ve sovuk su ile ârâste ve dellâkleri cest ve çâlâk ola. Usturası keskin ola. Şöyle ki, usturası altında kimesne zahmet çekmeye ve nâzır olan fotaları pâk duta; Müslümana verdüği fotayı kâfire vermeye.
İ-66. Ve dahi hekîmlere ve attârlara ve cerrâhlara, muhtesib (belediye başkanı)in hükmi vardır; görse ve gözetse gerekdir.
İ-24. Bakkallar ve attârlar ve bezzâzlar ve takyeciler, onun on bire satalar, ziyâdeye satmayalar. Ziyâdeye satarlarsa, muhtesib (belediye başkanı) dutub te’dîb ede. Ammâ bu bâbda ve gayride mahkeme kararı bile ola.
E-194. Berber gözlene; kâfir başın tıraş etdükleri ustura ile Müslüman başın tıraş etmeyeler. Kâfir yüzin sildikleri fota ile Müslüman yüzin silmeyeler. Usturaları keskün ola.
E-195. Tabibler dahi gözlene; bîmârhâne (hastahane) tabiblerine göstereler, imtihân edeler, kabul etmedikleri kimesneleri men` edeler. Cerrâhlar dahi gözlene; san`atlarında kâmil olalar.
E-196. Değirmenciler gözlene; değirmende tavuk beslemeyeler ki, halkın ununa ve buğdayına zarar etmeye. Ve âdetlerinden artuk almayalar ve iri öğütmeyeler ve kesmüklü buğdayı değiştirmeyeler ve illâ muhkem ve müntehî hakkından geleler.
E-198. Ve câmilerde dilenci tâifesin yürütmeyeler.
İ-70. Ve her san‘atı aydan aya kadı ile teftiş ede ve dahi göre ve gözede. Her kangısı kim ta‘yin olunan narhdan eksük sata, muhtesib (belediye başkanı) hakkından gelüb teşhîr ede.
İ-73. Fil-cümle bu zikr olunanlardan gayrı her ne kim Allâh ü Te‘âlâ yaratmışdır, hepsini de muhtesib (belediye başkanı) görüb gözetse gerekdir, hükmi vardır.
Şöyle bileler, her kim muhâlefet ve inâd ederse, itâba ve ikâba müstahak olur”


Hakkında admin

İlginize teşekkürler


kepekler-ilicasi-camurda-ve-70-derece-isida-yasiyan-baliklari

Bilinmeyen tarihin sıcak iklimi ILICA da hayat.

  Balıkesir, Susurluk, Ilıca boğazı  ılıcası antik dönemden itibaren insanlığın kullandığı bir sıcak çamur banyosudur, …


belkiz-kizikos-lidya-kurt-donuna-burunmus-tamgali-altin-para

Mysia Kyzikos-Erdek Belkıs yönetim şehrinde paralarda tarih ve tamgalar

Kyzikos, günümüz Marmara Bölgesi’nde Balıkesir İli sınırları içinde, Marmara Denizi kıyısında, çok eski adı Arteka …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


 


*


Hakkında antikor