(3 Temmuz 1823 – 2 Nisan 1891), Rum asıllı Türk devlet adamı, diplomat, çevirmen ve oyun yazarı. İlk ilmî Türkçülerden biridir. İki defa Maarif Nazırlığı (Eğitim Bakanı) yaptı; ilk Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda, İstanbul vekili olarak yer aldı ve başkanlığı üstlendi. 4 Şubat 1878–18 Nisan 1878 ve 1 Aralık 1882–3 Aralık 1882 tarihleri arasında iki defa sadrazamlık görevine getirilmiştir.
Lehçe-i Osmânî’nin yazarı olan paşa, devlet adamlığının yanı sıra, 16 dil bilen bir bilim insanıdır.
OSMANLICA- SÖZLÜKLER, TÜRK DİLİ-YABANCI KELİMELER VE DEYİMLER-SÖZLÜKLER
Lehçe-i Osmânî, 1873-1876 yılları arasında Ahmet Vefik Paşa tarafından yazılmış Türkçenin ilk millî sözlüğü ve Türkçeden Türkçeye telif edilen ilk lügattir. Eserde Osmanlı Türkçesi ve Doğu Türkçesindeki sözlerin köklerine, eski-yeni hâllerine yer verilmesi Türkçenin mukayeseli şekilde incelendiğini göstermektedir.
Lügatin ilk baskısı 1876 yılında iki cilt hâlinde yapılmıştır. 1888 yılında yayımlanan ikinci baskısı daha kapsamlıdır. İlk baskı 1293, ikinci baskı 1455 sayfadır. İlk baskıda farklı dildeki sözcükler arasında bir ayrım ve sınıflandırma yapılmamıştır. İkinci baskıda ise eserin ilk cildinde sadece Türkçe ve zaman içerisinde Türkçeleşmiş kelimeler; ikinci cildinde ise yalnızca Arapça ve Farsça sözcükler ele alınmıştır.
Aynı zamanda lügatta Türk tarihi, etnolojisi, lehçeleri ve coğrafyasına dair maddeler mevcuttur. Bunlar arasında bulunan “Türk” maddesi Ahmet Vefik Paşa’nın Türkçü zihniyetini yansıtmaktadır.
Lehçe-i Osmânî, kendisinden sonra yazılan birçok sözlüğe ve esere kaynaklık etmiştir.
Dewey Yer NumarasıNK T423.4, YazarAhmet Vefik Paşa 1823-1891, Basım,Tâbı-yi cedid.
Yayın BilgisiDersaadet Mahmud Bey Matbaası 1306 [1888] Fiziksel Tanımlama1455 s. (1.c. 7+1+856s.- 2.c. 857-1455 s.) 20 cm. Genel Not2 cilt bir cilt halindedir. Cüzü ulâ(şanlı-şerefli), aslı Arabî ve Farisî olmayan kelimat ve müvelledat(doğmuş). Cüzü(parça) sanisi(işleyen), aslı Arabî ve Farisî olan elfaz(söz)-i Osmaniye.”
Osmanlı’nın son dönemlerinde Türklük araştırmaları yapılmıştır, bu araştırmalar daha çok Osmanlı’nın içindeki azınlıklar ve ya Batı tebası tarafından olmuştur… bunun sebebi bu bölgelerdeki eğitim seviyelerinin daha fazla oluşudur.. bu insanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da etkili olmuştur.
.
.
.
.
.