BEYAZ TÜRKLER….Deşti Kıpçak-Kuman Türkleri ve Kuman kitabı (Mö1000)

Ev / Genel / BEYAZ TÜRKLER….Deşti Kıpçak-Kuman Türkleri ve Kuman kitabı (Mö1000)

BEYAZ TÜRKLER….Deşti Kıpçak-Kuman Türkleri ve Kuman kitabı (Mö1000)

.
Kıpçaklar veya Kumanlar , eski Türk halklarından biridir. Kıpçaklardan ilk kez İÖ 1. binyılda Orta Asya kroniklerinde söz edilmiştir. Dilleri Kıpçak Türkçesi (Kıpçakça)dır.
.
.
(Türklerin Kıpçak kesimiyle ilgili genelde bir “sarışın”lık durumu söz konusudur. Bu durumun sebebinin; bazı bilim çevrelerince, Kıpçakların, hem tarihte hem de bugünde Türklerin daha açık renkli tene sahip, sarı veya sarıya kaçan saçlı, mavi veya açık renkli göze sahip bir kesimi vasfında olmalarıyla alakalı olduğu düşünülmektedir.)
.Beyaz tenli olmalarından dolayı  köle olarak yakalanıp satılmış olmaları tarihi bir kayıttır, MISIR MEMLÜKLERİ-KÖLEMENLER (1258-1517)
Memlûkler’ın çoğu başta Kıpçaklar olmak üzere Türk halkları ile başta Çerkesler olmak üzere kuzey Kafkasyalılar ibaretti. Ancak Moğol, Kürt, Ermeni, Gürcü,Rum ve Slav Memlûkleri de mevcuttu. Beyaz tenli olmayanların Memlûk olma şansı yoktu.
.
.

1237’de Moğol İmparatorluğu’nun saldırısına uğramış ve 1239’da tamamen yenilgiye uğramıştırlar. Bu yenilginin ardından Kıpçakların bir kısmı bugünkü Rusya, Ukrayna ve Kazakistan toprakları üzerinde kurulan Altın Orda’nın egemenlik sahasında kaldılar. Diğer kısımları ise Deşt-i Kıpçak topraklarından değişik bölgelere yayıldılar.Gürcü- Kıpçak karma Ordusunun Başkomutanı Kubasar önderliğinde bir kısım boylar Doğu Karadenizi yurt edinmişlerdir. Bu durum aynı zamanda Osmanlı fethinden önceki ilk Türkleşme hareketlerindendir.
.
Ukrayna Kıpçak balbalları.
.

1118 Yılında Kral Davit Kıpçaklarla kavgalı bulunan ve onlara Kafkas geçitlerinden yol vermeyen Alanları (Osetyalı)ları yola getirdi. Kalelerini ele geçirdi. Kıpçaklı Bağbuğ Şaraga Han (Sarıcık ) nın torunu Atraga Han( Atrak) 45.000 aileyi bu geçitlerden aşırıp Gürcistan’a getirdi. Kral Davit Onlara toprak ve başka mülkler dağıttı. Askerlik hizmetleri için gerekli araç, gereç ve silahlarla donattı. Yarı ilkel bu Kıpçakları sıkı bir askeri eğitime tabi tuttu. İki yıl sonra Gürcistan artık iyi yetişmiş 40.000 kişilik süvari ordusuna sahip bir ülke haline geldi. Davit’in bundan başka 5.000 kişilik bir muhafız ordusu daha vardı. Bu orduya ‘Monaspa’ (Köle Sipahiler) adı veriliyordu. Bu askerlerin görevi kral sarayını korumaktı. Bu kıpçak Ordusu Selçuklu Devletini ağır bir yenilgiye uğratarak Tiflis’ den attı (1123) ve kısa zamanda Gürcistan’ın sınırlarını iki buçuk katına çıkardı.

1185 Yılında Annesi Kıpçak olan Kraliçe Tamar Döneminde Başbuğ Sevinç Han önderliğinde 40.000 Kıpçak ailesi Deşt-İ Kıpçak’dan Gürcistan’a göç etti. Bu yeni Kıpçaklar Kraliçe Tamartarafından Trabzon İmparatorluğu sınırlarına kadar iskan edildi ve bir bakıma Batı sınırı garantiye alındı. Pagan olan savaşçı Kıpçaklar Trabzon Rum Devletini sık sık rahatsız etmelerine karşın Erzurum , Gümüşhane Bölgelerindeki Gürcü Beylikleri ile yakın ilişkiye girdiler. Trabzon’lu Kıpçaklar Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sonrası Lozan barış anlaşması gereği Yunanistan’a Hıristiyan olmaları nedeniyle mübadele göçü ile gönderildi, bunların bir kısmı bu gün Yunanistan’da Türkçelerini unuttukları halde ibadetlerini Türkçe olarak yapmaktadırlar .  Bu Türk boyu Hristiyan olarak yaşayarak zaman içersinde kültürlerini kaybetmelerine yol açtı.

.

.
Araplar köle olarak aldıkları Kıpçak Türkleri’ne ülkelerinin yönetimini teslim etmişlerdir.
.
Kıpçaklar birçok dine mensup olmuşlar ve birçok ülke halklarına karışmışlar , bazı Kıpçak Türkleri eski adet-geleneklerini unutmamışlardır.
.
Günümüzün Kıpçak grubuna ait Türk dilleri şunlardır
.
.  Başkurtça
.  Karaimce
.  Karakalpakça
.  Karaçay balkarcası
.  Kazakça
.  Kıpçakça
.  Kırgızca
.  Kırım Tatarcası
.  Kumanca
.  Kumukça
.  Nogayca
.  Tatarca
.
< KUMAN KİTABI
Kuman Kitabı, birçok kişi tarafından yazılmış parçaların bir araya getirilmesi sureti ile oluşmuş bir çalışmadır. Günümüzdeki halini alması 13. yüzyıl ortalarından 14. yüzyıl ortalarına kadar yaklaşık 100 yıl kadar zaman almıştır.
Karadeniz’in kuzeyindeki Kıpçak Türklerinden (Kumanlar) İtalyanlar ve Almanlar tarafından 14. yüzyılda derlenmiş iki bölümlük bir eserdir.
El yazması özgün örnek İtalyaVenedik ‘nde, Biblioteca Divi Marci – Biblioteca Nazionale di S. Marco – Biblioteca ad templum Divi Marci Venetiarum, Venezia, Mss. latini, Fondo antico, Collocazione 1597, Codex DXLIX / № 549 sayı ile saklanmaktadır.
…………………………………………………………………………………….
1: 13-14
Kim maγa berse, men de aγar bereyim; kim maγa bermese, men de аγаr bermen.
“Kim bana verse, ben de ona vereyim; kim bana vermezse, ben de ona vermem.” (Türkiye Türkçesi)
57: 22-23
Emgenip , terlep, qın  alıp, andan tamaγıŋ beslegil! Qaçan boγday saçarsen, aar qovra  biter, alabota , tigenek  daγı kükel  biter.
“…” (Türkiye Türkçesi)
59: 8-12
Bilge, tetik  kişiler
menim sözim eşitingler
eki  yolnı ayrınglar
“Bilge, akıllı kişiler”
“benim sözümü işitsinler”
“iki yolu ayırsınlar” (Türkiye Türkçesi)
Yarlı  , miskin kişiler
yahşı  bitig  bilmezler
talaşman  sözin inanırlar
örtlik  tamukka  tüşerler
yekning  tuzakna ilnirler
“Yoksul, miskin kişiler”
“iyi yazılmışı bilmezler”
“dalaşanların sözüne inanırlar”
“ateşli cehenneme düşerler”
“şeytanca tuzaklara ilişirler” (Türkiye Türkçesi)
Anda yılap asov yoχ
neçe çaγırsa, eşitmeχ yoχ
her gez daγı qutılmaχ yoχ.
59: 24-25
Men Teŋriniŋ işine osai boldum.:
Menim helal qatunımdır .
“Ben Tanrının işine osay oldum”
“Benim helal hatunumdur” (Türkiye Türkçesi)
59: 26-28
Eger toz-topraq quyaştan miŋ miŋ qurla yarıq bolsa edi, hanuz Teŋriniŋ yarıχlıqına köre qaraŋγı-dır.
Bilmeceler
Тар, tap: tamızıq,
tama-dırγan tamızıq,
kölegesi bar
köye-dirgen tamızıq. (Ol, köbelek).
Biti-biti-bitidim,
beş аγаçγа bitidim,
könesuvum yuvurdım,
kök yibekim çırmadım. (Ol, qına-dıŋ).
Qaşta qara-qula uvşap-dır. (Ol, ışlıq-dıŋ).
Itip-itip ırγalmas,
içindegi çayχalmas. (Ol, uru).
Silevsin yaγı silkip bolmas,
sırma tonum bügüp bolmas. (Ol, yulduz).
Aq küymening  avuzı  yoq. Ol yumurtqa .
“Ak at arabasının ağızı yok. O yumurta.”
Alan-qulan buv [=tuv] turur –
ayrı aγaçtan yav tamar;
qulan-alan tuv turur –
quv aγaçtan yav tamar. ([…]).
Kün altundan elçi keliyir [keliyrir] –
kümiş bırγı tarta keliyir [keliyr];
ay altundan elçi keliyir –
altun bırγı tarta keliyir. (Ol, a[ydınlıq?].)
Butu-butu uzun,
butumdan arıq ol, uzun. ([*Ol, üçayaq-dır]).
Аl paçali, yabovlı, altun başlı, çoχmarlı. (Ol, turna-dıŋ).
Sende, mende yoχ,
seŋgir tavda yoχ, ütlü taşta yoχ,
qıpçaqta [Qıpçaqta?] yoχ. (Ol, quş süt-diŋ).
Qoçqar müüzi qoyurmaq,
qoyurmaqtan qoyurmaq. (Qoçqar müüzi – qud[..?] ~ küd[..?]).
Tege müüzi tıyırmaq,
tıyırmaqtan tıyırmaq. (Tege müüzi – teŋ[…]i).
Uzun аγаç başında
urγuvul atlı quş olturur;
anı atma er kerek,
eki uçuna > yüregine taş kerek. (Ol, tın).
Uzun aγaç başında
ulu bitiv bitidim;
kemsen ovlu kelgey dep,
kemsen turup saχladım. (Ol, qarmaq bile balıq).
[15] Аχçа qayda qışlamış?
Qanlı yerde qışlamış.
Qanı neçik yuχmamış?
Хар ortada qışlamış. (Ol, qarın yav-dıŋ).
Beş başlı elçi keliyir. (Ol, etikten beş barmaq bаγаŋ).
Tav üstinde talaşman,
tayaγı bar beş batman. (Ol, tülküçiginiŋ/[=tülküçikniŋ] tüpegi).
Araba – şaq! –
taş araba şaq ete tüşti. (Ol, töve).
Tüvü yer keleşim –
qarnım аç. (Ol, keregi-diŋ).
Sıyır sırtı,
qoy qoŋaçı. (Ol, [etik]).
Kökçe  ulaχım  kögende  semirir. (Ol, χavun, χuun).
“Gökçe oğlağım köstekte semirir. O kavun”
Кеçе kelir qara ulaχ,
erte barır qara ulaχ
[В рукописи наоборот:
Кеçе barır qara ulaχ,
erte kelir qara ulaχ]. ([Ol], tüŋlik).
Bir uçu qış qışlar,
bir uçu yay yaylar. (Ol, sırıχ).
Olturganım k oba  yer, basqanım bagır  canaq. Ol üzengi.
“Oturağım oba yer, bastığım bakır çanak. O üzengi.”
Çapçaçıq k üstünde çapçaçıq. (Ol, kamış-dır).
“Fıçı üstünde fıçı . (O, kamış-dır).”
Yazda yaŋı kelin yügüne-dir. (Ol, χamış başı-dıŋ).
Yazda yavlı toqmaq yatır. (Ol, kirpi-dir).
“Yazda yağlı tokmak yatar. (O, kirpi-dir).”
Yazda yavlı kayış yatır. (Ol, yılan-dır).
“Yazda yağlı kayış yatar. (O, yılan-dır).”
lçer, yer, inine kirer. (Ol, bıçaq-dıŋ).
Salp keşim,
sansız oχum. (Ol, kök bile yulduz-dıŋ).
Burunsız buz teşer. (Ol, qoy boγu).
Oŋlu-sollu ayırγan
otuz tümen öney-dir. (Ol, quyaş, ay, yulduz, taŋ).
Altun ayırγan tura tüşer,
al torχam yayılı tüşer. (Ol, biye qulunlaγan-dıŋ).
Ol ötemiş, ötemiş,
yıyı kölde qışlamış. (Ol, it-dir, avzun artına soχup uyuŋ).
Tüyme tüydim,
tütkenge > tütgenge saldım. (Ol, us-dıŋ).
Kesertkiçe qan tammış,
qara ulusqa yayılmış. (Ol, ot-dıŋ).
Kesertkiçe sarı altun a[qmış].
Uzun-uzun sırγalaq,
uçuna deyri sırγalaq;
qısχa- qısχa sırγalaq,
qırıvına deyri sırγalaq. (Ol, bıçaq bile bilegü).
Bu bardı – izi yoχ. (Ol, keme-diŋ).
Тар: artıŋda – qarp! (Ol, eşik-diŋ).
Avzum açsam, öpkem körünir. (Ol: eşik açsa, ot körüngen-diŋ).
Al savrı yançıγım,
altın tovram aşqınam. (Ol, χoz).
Seŋseŋ ayrı başında
segiz qoyan ini bar.
Sen anı tapmasaŋ,
sınıq iyin yılaγıl.
Avluŋ bile tapmasaŋ,
avruv iyin yılaγıl. (Ol, quymıç).
Teŋriden tüşken toqmaçıq –
dört ayaqlı maymaçıq. (Ol, kirpi).
Tengriden  tüşgen  toqmacık, dört ayaqlı maymaçıq. Ol kirpi.
“Gökten düşen tokmakçık, dört ayaklı maymaçıq. O kirpi.”
Bügenekli çert terek. (Ol, tutγan kişi-dir, buγovlı).
Buγa, toŋuz qışlamış. (Ol: qış qata kilegen-diŋ).
Küç buγası kürlemiş. (Ol: atası soχranγan-dıŋ).
Küçmen qara çıŋlamış. (Ol: anası yılaγan-diŋ).
Eki sete seteler,
sete tübü bürkülder. (Ol: eki siŋli yılaγan-dıŋ).
Yoγartın kelgen ne kiyik?
Yolabars kiyik, – deşirler;
yotasınce su yinçi
tama kelir, – deşirler.
Quyurtın kelgen ne kiyik?
Qula bars kiyik, – deşirler;
quyruχunça su yinçi
tama kelir, – deşirler. (Ol, bezergen-diŋ).
Beltirdegi beş quvluq > χuvluq
beşi bile qulunlamış. (Вверху надписано: Ol: yıl kelgen-diŋ).
Saraydaγı sarı ayγır
savlavlatıp kişnemiş. (Ol, qaz-dıŋ).
61: 1-10
Yügünŋiz, oγlanlarım, aytıŋız kensi yazıqıŋıznı.
Yazuqlımen Bey Teŋrige, arı Mariam qatunγa, arı Franasqa, arı Petrus arı Paulusqa, daγı barça arılarga, saa, tın ata.
Yazuqlitırımen körgenimden, eşitgenimden, tutγanımdan, artuχ yegenimden, artuχ içganimden.
Astru ulu yazuqluturmen menim yaman işlerimden, yaman sayınçımdan, sözümden, ya­man erkimden, yaman tilemekimden.
Neçik ki men yazıq ettim, alay aytırmen Bey Teŋrige.
Yalbarurmen Mariam qatunγa, arı Franas­qa, barça arılarγa, menim üçün yalbarsınlar Bey Teŋrige, menim yazuqımdan yarlıγyasın.
Sen, tın atam, Bey Teŋri erki bile menim ya­zuqımdan boşatqıl!
61: 11-28
Kim egi köŋül bile bizim yıχövge kelse, ulukün aγırlap, aŋa bolγay altı yıl boşaq.
Kim egi köŋül bile eşitse taŋış sözün, aŋa bolγay altmış kün boşaq; kim kim egi köŋül bile eşitmese, aŋa heç neme yuvuq boşaq.
Kim ansızım kelse bizim yıχövge, ulukündan başqa, yazuq üçün açırγansa, neçe kelip Teŋrige yalbarsa yemese sadaγasından bizge berse, ança aŋa papdan yuvuq boşaq. Ol boşaq, kim men aytım, saγınmaŋız, kim bu dzehanda bolγay, ol boşaq bolγay sizge arı tirövten.
Men söyünüp aytır edim sizge Teŋri sözin – til bilmen, tolmaç yoχ. Yalbaruŋız Teŋrige me­nim üçün, Teŋri maŋa bersın andı köŋül, kim men terçe daγı yaqşı til üyrengeymen, sizge yaqşı Teŋri söz aytqaymen ne kimese boşaq üçün.
Tilermen sizge biraz Teŋri söz aytmaγa.
Yügünüŋiz, burun aytıŋız bir «Pater nosfer», bir «Ave Maria!».
61 об.: 1-11
Arı Lukas aytır Evangelim içinde, neçik bügün, qaçan Kristus toγdı, keldi frişte yışda [yesdæ], ayttı kütövçige, kim qoylar küter [edi]:
«Men tanıqlatırmen sizge ulu sövünç, kim bügün toγdı barça elni Qutqardaçı. Ol bolgay sizge nişan: barıŋız Betlemge, anda tapγaγsiz toγıryan oγlan çüprekke çulγanmış daγı biçenlikke qoyulmış».
Qaçan ol sözni ayttı frişte kütövçige, Teŋriniŋ yarıqlıχı yarıttı alarnı. Anda ulu çeri köründi. Frişteler yırlarlar, överler ~ ögerler [edi] Teŋrini, alay aytırlar [edi]
«Şükür barçadan beyik Teŋrige, daγı yerde bazlıχ, egi köŋülni kişige!».
Kim egi köŋül, egi erk qunda tutsaq, ol boluşsun bizge Ata dayı Oγul daγı Arı Tın!
61 об.: 12-21
Biz oqurbiz arï Stefandan, kim köp tözdi Teŋri üčün daγï köp taŋlar etti Teŋriniŋ bolušmaχï bile.
Qačan köp qïn tözdi, soŋrasïnda taš bile tašlap öldürdiler.
Qačan ani taš bile tašlar idi, ol aytïr idi, yoχarï baχïp:
«Körüŋiz! Men körärmen, kim kök barča ačïluptur daγï Kristus turur Atasïnïŋ sav qolïnda».
Qačan anï ayttï, andan qattï ura bašladïlar.
Tizin čöküp, yügündi daγïn ayttï:
«Beyim Teŋri, sen bošatχïl alarγa: bilmezler, ne-dirler!».
Daγï ayttï:
«Beyim Teŋri, menim tïnim alγïl!».
Ol sözni ayttï da dzanïn Teŋri eline berdi.
61 об.: 22-30
Bügün sekizinči kün aγïrlalïq, nečik Beyimiz Teŋri arï qïz Mariamdan [Mariandan] toγdï. Bügün aytïldï anïŋ alγïšlï atï, barčadan üstün, barčadan küčlü, barčadan tatlï.
Yesus Kristus bitik tilinče, tatarčâ Qutqar­dačï: ol kertirir barča elni qutqardačï.
Kim ol atïnï köŋülde tutar, kerti köŋül bile söver, bizim tügenmes tirilik, bizim tügenmes egilik ol at ičinde taparbiz. Kim ol atïnï biz aγïrlasaq, sövsäk, köŋülde tutsaq, nečik Teŋri söver daγï bizim dzanïmïzγa yaqšï, ol bolušsun bizgä Ata!
Amen!
Teŋri bersin kensi bazlïχïn!
61 об.: 31 – 62: 12
Bügün aγïrlalïq ol ulu künni, nečik ol yulduz köründi kün toγušï ol üč χanγa. Ol yulduz nečik bir oγlan bigev edi. Baš üstündä altun χač astrï yarïq bar edi. Ol oγlan alay ayttï alarγa: «Keliŋiz terče menim artumča Dzuhut yerinä! Anda tapγaysiz yaŋï χan toγurmïš, kimni siz izdersiz». Andan yulduz ilgäri bardï, alar artunča Yerosolimgä degri bardï. Ol üč χan alay sordular Herodes χannï: “Xayda-tur ol, kim toγdï, Dzuhutlar χanï? Biz anïŋ yulduzun kördük ol kün toγušï. Anïŋ üčün keldik ol χanγa teyišmägä». Körgüzdilär alarγa, kim Kristus Betlemdä toγγay: burun alay aytïldï päyγambärdän. Qačan čïqtïlar Yerusalemdän, ol yulduz ekinči köründi, bardï ilgäri aŋa degri, ol övgä, qayda Kristus yatïr [edi], turdu ol öv üstünde. Qačan kördilär ol yulduznï, ulu sövünč sövündilär. Kirdilär ol evgä, taptïlar ol oγlan kensi anasï bile, arï qïz Mariam, yügündilär Yesusγa, baš urdïlar, teyišdilär altun, miron, timean. Bergey idik dzanïmuznu daγï tïnïmïznï Teŋrigä, ol bolušsun!
62: 13-29
Beyimiz Teŋri Yesus Kristus buyurur, üyretir bizgä Evangelim ičindä, alay aytïr: «Söygil Teŋrini, seniŋ Beyiŋni, kerti köŋlüŋden, barča dzanïŋdan, barča küčüŋden, daγï tïnïŋdan!». Teŋri bizgä körgüzür Evangelim ičindä nišanïn kerti söymäkiniŋ, ol-tur: «Kim eter menim buyruχum, ol meni söver». Kristusnuŋ tanïqï bar-dïr. Arï Augustin, ol alley aytïr: «Anča söverbiz Teŋrini, neče biz anïŋ buyruχïn tutarbiz, ne artïχ, ne eksik». Arï Gregor alay aytïr: “Tilerseŋ bilmägä, söversen Teŋrini ye sovmessen, sorγïl seniŋ köŋlüŋni, söver mi Teŋrini. Eger seniŋ köŋlüŋ aytsa: «Severmen», – inanmaγïl, qačan tapmassen seniŋ tirlikiŋ, išiŋ, söziŋ, saγïnčïŋ, nečik Teŋri buyurdu. Ol-tur kerti nišan, kim sen Teŋrini söversen, qačan sen qayγïrsaŋ anïŋ üčün, qaysïn Teŋri sövmes, daγï qačan sen sövinsäŋ anïŋ üčün, qaysïn Teŋri söver, kim bu buyuruq tutar. Kim Teŋrini söver barčadan artuχ daγï «qoŋšuŋnï, nečik kensiŋni», ol tutar Teŋriniŋ barča buyruχun. Nečik kiši yolsuz bara bilmes qayda tiler, alay Teŋriniŋ sövmekindän bašqa, ne kim bar köktägi χanlïqta, baralmasbiz Teŋri qatïnda». Kim biz ol yol bile barsaq!
62: 30-37
…………………
VİKİ SAYFASINDAN ALINMIŞTIR

Burada kuman kitabının bazı bölümleri var. daha fazla bilgi  ; http://tr.wikisource.org/wiki/Codex_Cumanicus


Hakkında admin

İlginize teşekkürler


1

Göçebe Türklerde el ölçü birimleri

Türkler tarihe daima göçebe millet olarak geçmiştir.. Asya Türkleri, Kazak, Kırgız, Moğol gibi göçebe Türkler …


türk yurdu

Güneş uygarlıkları Takvim ve Taman

Türklerin “Güneş kültürü” yaşamının bir çok tarihi örnekleri vardır. Bunlardan en önemlileri göçebe yurtlarıdır Tarih …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


 


*


Hakkında antikor