DÜNYA 23.5 DERECE EĞİK OLARAK KENDİ ETRAFINDA DÖNER VE BU DÖNÜŞÜ GÜNEŞİN ETRAFINDA BİR YILDA TEKRARLIYARAK SÜRDÜRÜR; BUNDAN DOLAYIDIRKİ DÜNYADA MEVSİMLER OLUR VE HAYAT DEVAM EDER, mevsimler olmasaydı Dünyada hayat olmazdı, Dünyadaki hayatın varlığı bu döngüsel sistemden dolayıdır.
Bu döngüsel haraketin yıllık periyodu yani tekrarı dört mevsimi oluşturur.
.
-İlkbahar
-Yaz
-Sonbahar
-Kış
.
.
İLKBAHAR MEVSİMİ KUZEY YARI KÜREDE KIŞ’TAN DONUK (KARLI) VE SOĞUK BİR YAŞAMDAN DÖNÜŞTÜR;
İlk bahar mevsimi 21 mart’ta başlar , 21 martta gece ve gündüz zamanları eşittir; çünkü dünyanın dönüş ekseni güneşe eşit durumdadır yani dikey durumdadır.
Bu tarihten sonra güneşin etkisi Kuzey yarıküre’de yüklediği ısının varlığıyla kendisini gösterir.
.
20 şubat- Önce hava sıcaklığı yüklenir; ve esintisi ısı tesiri gösterir, yani estiği yeri ısıtır.
Havanın ısısı ile açık havadaki görüş kısıtlaması görülür, yani 21 mart öncesinde gördüğümüz uzaklıklardaki net görüntüleri göremeyiz, ÇÜNKÜ HAVADAKİ ISI GÖRÜŞ UFKUNA (BARİYER) ENGEL OLUŞTURUR.
.
27 şubat- Sonra suyu yükler; sonra suda etkisini gösterir yani “sular haraket ederek birleştikleri maddeleri ısıtır” ve bu durum su ile temas eden bitkilerin yeniden mevsimsel uyanışla haraketini başlatır.
SUDAKİ CANLI HAYATIN HARAKETİNİ SAĞLAR
.
3 mart-EN SON TOPRAĞA DÜŞER YANİ ETKİSİ GÖRÜLÜR; TOPRAKTAKİ ETKİSİNİ GÖZ İLE GÖRMEK MÜMKÜNDÜR;
Cemre düştükten sonraki Dünya üzerindeki Maddeler Güneşin ısısını yüklenir. Dikkatlice bakıldığında ısının Maddelerin üzerindeki yalınımı gözlemlenir.
Bazı hallerde serap görülür; buda Dünyanın topraküstü seviyesinde bir “Manyetik Bariyer (ÖNLEYİCİ) oluşumu”nun çok rahat bir şekilde görülmesidir, bu bariyer (ÖNLEYİCİ) görüntüyü şekillendirir ve değişik bir görüntü oluşumu gürülür, aslında bu oluşumda “Manyetik Isı Yükü”nü görürüz ve arkasındaki görüntünün önünde oluştuğu için arkadaki görüntüyü engeller, yada kısmi engeller, fakat her zaman her yerde görülmez, özellikle çöllerde çoğu zaman görülür, önünde bir deniz varmış gibi bir görüntü oluşturur.
.
.
“Güneşin oluşturduğu kor” ; Cemrenin kelime anlamı ‘kor halindeki ateş’tir Cemre Düşmesi güneşin “ENERJİSİNİ DÜNYAYA” yüklemesi demektir.
.
Bu yüklemelerden sonra KUZEY YARI KÜREDE YENİ BİR UYANIŞ, YENİ BİR HAYAT DÖNGÜSÜ BAŞLAR VE DÜNYADAKİ BÜTÜN VARLIKLAR BUNU HİSSEDER VE KENDİLERİNİ YENİ YAŞAM ŞEKLİNE UYDURURLAR..
BAZI HAYVANLAR KIŞIN YATTIĞI UYKUDAN ÇOK VARKLI FİZİKSEL YAPIYLA UYANIR;
TIRTIL VE KELEBEK BUNLARDAN BİRİDİR, bahar geldiğinde çiçekler le birlikte kelebeklerde birer canlı çiçek gibi kısa yaşamlarını oluştururlar.
KUTUP BÖLGELERİNDE AYILAR KIŞIN UYKUYA YATAR VE BU MEVSİM GELDİĞİNDEDE UYANIRLAR.
AYRICA SICAK KANLI HAYVANLAR DEDİĞİMİZ SÜRÜNGENLERDE BU ZAMANDA UYANIRLAR VE KIŞIN UYUYMAYA BAŞLADIKLARI HAYATLARINI TEKRAR UYANARAK DEVAM ETTİRMEYE BAŞLARLAR.
.
İnsanlar mevsimsel olan bu canlılık başlangıcı zamanın kutlamalar yaparak karşılarlar.
NEWRUZ BUNLARDAN EN ÇOK BİLİNENİDİR; ÇÜNKÜ İRANDAKİ ANTİK DİNLERDEKİ ATEŞE VERİLEN DEĞER BU COĞRAFYANIN BU DEĞİŞİKLİĞE YANİ GÜNEŞİN ETKİSİNİ GÖSTERMESİNE BÜYÜK ÖNEM VERİRLER. BU BÖLGENİN UZUN YILLAR TÜRK HAKİMİYETİNDE KALMASINDAN DOLAYI BU KÜLTÜR ASYADAKİ TÜRK TOPLUMLARINA NEVRUZ OLARAK YAYILMIŞTIR.
DÜNYANIN HER YERİNDE KUTLANAN BU MEVSİMSEL DÖNGÜ BÜTÜN CANLILAR İÇİN DE AYNİ ŞEYİ İFADE EDER.
.
TÜRK DÜNYASINDA BU BAYRAMLAR NEVRUZ İSMİYLE KUTLANSA’DA DAHA ESKİ BİR ANTİK GELENEKLERİ VARDIR; BUNUN ADI ERGENEKON BAYRAMIDIR.
TÜRK DÜNYASINDA DEMİR İŞÇİLİĞİ VE DEMİRE OLAN BAĞLILIK DESTANLARINA’DA YANSIMIŞTIR, TÜRKLER BU MEVSİM OLAYINI BU GELENEKLERİYLE BİRLEŞTİREK’TE KUTLARLAR ; BU KUTLAMALARIN ADI “ERGENEKON BAYRAMI”DIR; “ERGENEKON BAYRAMI YENİDEN DOĞUŞ OLARAK TÜRK DÜNYASINDA KUTLANMAKTADIR”.
BURADA DEMİRİN TÜRK DÜNYASININ YAŞAMINDAKİ ÖNEMİ VE MEVSİMSEL-YENİDEN DOĞUŞ FELSEFESİ BİRLİKTE BİR DESTAN OLUŞTURMUŞTUR; TARİHE DÖNÜP BAKTIĞIMIZDA DEMİR İŞÇİLİĞİ TÜRK DÜNYASININ EN ÖNEMLİ YAŞAM SANATINI OLUŞTURDUĞUDA BİLİNMEKTEDİR.
.
Hoca Ahmet Yesevi Vakfı / Küçükayasofy a KUTLAMA TÖRENLERİ
.
“Türk ve Altay halk kültüründe ve mitolojisinde İmre (İmere veya Emire) adı verilen cinin neden olduğuna inanılır. İlkbaharda görünüp titrek ışıklar saçarak göğe yükselir. Sonra buzların üzerine düşerek onları eritir. Oradan da yere girer. Bundan sonra ısınmış topraktan buhar yükselir. Emire baharın gelişini temsil eder. Bulgarlarda Zemire olarak yer alır. Anadolu Türkçesindeki Arapçadan gelme Cemre sözcüğünün aslında bu adın benzetme yoluyla değişmiş hali olduğu söylenebilir. ALINTI: VİKİ”
Ergenekondan çıkışı gösteren temsili resim
.
ERGENEKONUN YERİ; ALTAY – SAYAN DAĞLARI;
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl Ergenekon’un yerini Altay-Sayan dağları olarak belirtmiştir.
.
SAYAN DAĞLARINI CANLI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ:>> http://sergkz.sayan.ru/mycam/ch…l=1303315921609
ALTAY DAĞLARINI CANLI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ:>> http://www.altaitursib.ru/webcam/
.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ,Karakeçili Aşireti II. Abdülhamit dönemine kadar Söğüt’te Ertuğrul Gazi’nin Türbesinde ” Yörük Bayramı” olarak kutlanırdı. Bu Bayram’a o günde bu günde “Yörük Bayramı” denir.
Ebulgazi Bahadır Han’ın “Şeceri Türk” adlı eserindeki Ergenekon menkıbesinde dörtbinyediyüzyıl Ergenekon denilen dörtbiryanı yüksek dağlarla çevrili bir vadide sıkışıp kalan Türkler’in buradan , baharın başladığı 21Mart ta çıktıklarını ve Ata yurtları olan Turan’a kavuştuklarını, özgürlüklerini ve bağımsızlıklarını kazandıkları yazılıdır.
Türklerin esaretten özgürlüğe , bağımsızlığa adım attıkları ilk gün olarak Türk tarihinde sembol bir gündür. Bu yüzden unutulması mümkün değildir. ALINTI: Sefer Bekcan
.
Irak Türkleri’nin yaşlı insanları arasında eski atalarından duydukları bir efsaneye göre “Sayan Dağların’ın tepelerinde bu mevsimde ateş olurmuş”.
.
“Zemre ise Kumuk Türkçesinde nem, buhar gibi anlamlara gelir. Tasavvuftaki kor ve ateş kavramlarının mecazi anlamları vardır. Temizlenmeyi ve yeniden doğuşu temsil eden ateş aşk kavramının yakıcılığıyla da yakından ilgilidir.
Azerbaycan Türklerinin yaratılışla ilgili eski inançlarından kaynaklanan ve Nevruz Bayramından önce, yılın son Çarşamba gününde yapılan “boz ayın dört çarşambası”, uygulamasını ifade eden “Cemle” sözcüğü de “Cemre” ile aynı kelimedir. Buradaki “Cemle” de köken olarak “İmir, İmere, Emire” sözcükleriyle bağlantılıdır. Celal Beydili’ne göre; bazı sözlüklerde gösterildiği gibi, Arap dilinden geldiğini söylemek doğru değildir. alıntı:viki”
.
BİR UYGUR METNİ;ÇOK ESKİ ÇAĞLARDA HUNLAR’IN ATALARI SALDIRIYA UĞRADIKLARINDA , BU HALKIN İÇİNDEN SAĞ KALAN TEK KOLLU BİR ÇOCUK , BİR DİŞİ KURT TARAFINDAN ALTAY DAĞLARINA GÖTÜRÜLMÜŞ ORADA KURT TARAFINDAN EMZİRİLEREK BÜYÜTÜLMÜŞ. BU ÇOCUKLARIN SOYU BİR NEVRUZ GÜNÜ ALTAY DAĞLARINDAN İNEREK DÜNYAYA YAYILMIŞLAR.ALINTI :Sefer Bekcan
.
Irakta “eski Hıristiyan Türkleri’nin Sayadan Bayramı olarak ateş yakıp üstünden atladıkları”nı Iraklı Türkmen yazar anılarında anlatmaktadır.
.
TÜRK MİLLETİ BU YENİDEN DOĞUŞ MEVSİMİNİ SADECE BİR BAYRAM VEYA MEVSİM OLARAK KUTLAMAZ.
TÜRK MİLLETİ BUNU GÖNLÜNE BİR ATEŞ YAKARAK OLUŞTURUR.
TÜRK MİLLETİ ERGENEKON BAYRAMINI-DESTANINI KENDİ DÜNYASINDA ENERJİ-GÜÇ OLARAK VAR EDER.