karamanli hanedani 1711 1835 amerikayi vergiye bagliyan dunyanin tek ulkesi

Ev / Belgeler / Karamanlı Hanedanı 1711-1835 Amerika’yı vergiye bağlıyan dünyanın tek ülkesi.

Karamanlı Hanedanı 1711-1835 Amerika’yı vergiye bağlıyan dünyanın tek ülkesi.

Karamanlı Hanedanı, 1711 yılında Karamanlı Ahmed Paşa tarafından kurulup, 1835’e kadar hüküm süren hanedandır.  Hanedana mensup son Trablusgarp yöneticisi II. Ali Paşa’dır.  1801-1805 yıllarında eyalet ile ABD arasında Birinci Berberi Savaşı gerçekleşmiştir.
Flag of {{{common_name}}}
Hanedanın kurucusu olan Karamanlı Ahmed Paşa Türk asıllı  bir kuloğlu askeri olup, soyunun Karaman’a bağlı Ermenek’e dayandığı söylenmektedir. Bu yöredeki bazı aileler bugün Mısır ve Libya’da dedelerinden kalma tapulu arazilerinin olduğunu söylemektedir. Ahmed Paşa’nın babasının veyahut dedesinin Trablusgarp’da hizmet etmek için eyalete geldiği tahmin edilmektedir. Ahmed Paşa’nın cetlerinden birinin Turgut Reis ile birlikte Trablusgarp’a geldiğini söyleyen tarihçiler de vardır.  Annesi ise Libyalıdır.
Münşiye ve sahil bölgesinin yöneticisi olan ve halkın sevgisi kazanan Karamanlı Ahmed Paşa, 1710 yılında Yeniçeriler ve Kuloğulları ile Arap eşrafları arasındaki rekabetten doğan kargaşaya son vermek için Trablusgarp şehrine müdahale etmeye karar verir. Araplar ile birlik olan Ahmed Paşa, 29 Temmuz 1711 tarihinde Dayı olur.  Ahmed Paşa; mücadele, isyan ve asayişsizlikten bıkmış olan halka iyi davranmıştır. Kendisi ile arası açık olan Trablusgarp beylerbeyi Mehmed Paşa’yı öldürttüğü gibi olayı soruşturmaya gelen Kaptan-ı Derya Canım Hoca Mehmed Paşa’yı geri göndermiş  ve birçok sayıda Türk askerini de öldürtmüştür. Ardından İstanbul’a yaptığı bu davranışlarını haklı göstermek için elçi göndermiştir.  1711’de yönetimi ele geçirmesinden on sene sonra 1722 yılında Osmanlı Devleti tarafından paşa olarak tanınmıştır.  Hem beylerbeylik hem de paşalık payesini elde etmiştir.
Karamanlı Ahmed Paşa, Yeniçerilere güvenmemektedir. Bu yüzden halktan bir milis kuvvet oluşturmuş ve ardından korsanları himaye altına almıştır.  Eyaletteki kabilelerin isyanlarını sona erdirerek asayişi sağlamıştır.  Bazı devlet adamlarını, eşrafları ve dönemin tarihçisi İbn Galbun’u öldürtmüştür. Böylece hakimiyetini bütün eyalete yaymıştır  Fransa ile aradaki anlaşmazlık nedeniyle bir Fransız filosu gelerek Trablusgarp kalesini topa tutmuştur. Büyük bir donanma ile tekrar geleceklerini bildirmişlerdir. Bu halden telaşa düşen Ahmed Paşa, vaziyeti İstanbul’a bildirmiştir. Osmanlı Hükümeti’nin arabuluculuğu ve Fransa elçisinin gayretleriyle Temmuz 1729  ‘da aradaki anlaşmazlık halledilmiştir.  Ahmed Paşa, başta Fransa ve İngiltere olmak üzere batılı devletlerle iyi geçinmeye çalışmış ve onlarla barış ve ticaret anlaşmaları yapmıştır. 16 Mayıs 1733 tarihinde Padişah I. Mahmut tarafından görevi yenilenmiştir.  İdari otorite kurduktan sonra imar faaliyetlerine yönelmiştir. Denizden gelecek saldırıları engellemek için surları onartmış, ayrıca cami ve medrese yaptırmıştır.  Yaptırdığı Karamanlı Ahmed Paşa Camii Trablus’daki en güzel ve en mamur mabed sayılmaktadır.  Ahmed Paşa, 1 Kasım 1745 tarihinde ölmüştür.
Karamanlı Ahmet Paşa’dan sonra yerine geçen oğlu Karamanlı Mehmet Paşa, Padişah I. Mahmut tarafından vali olarak tanınmıştır. Karamanlı Mehmet Paşa, güçlü bir donanma yapmış ve İngiltere ile ticaret ve güvenlik antlaşması imzalamıştır. 1754 yılında ölmüştür. Karamanlı Mehmet Paşa yerine oğlu Karamanlı Ali geçmiştir. Karamanlı Ali ilk yıllarında sahillerde çıkan ayaklanmalar ile uğraşmıştır. 1790 yılında oğlu Hasan öldürülmüştür. Karamanlı Ahmet Hamit, Arapların desteğini alan kardeşi Karamanlı Yusuf yüzünden yönetimi ele alamamıştır. Cezayirli çıkan Ali Bulgur, Padişahın kendisini vali olarak atadığını ileri sürerek yönetimi ele alınca, Karamanlı Ailesi Tunus’taki Hammudi Paşa’ya sığınmıştır. Hammudi Paşa’nın desteği ile Karamanlı Ailesi tekrar Trablusgarp’a gelmiştir. Karamanlı Yusuf, yönetimi abisi Karamanlı Hamit’in elinden alarak vali olmuştur.
Karamanlı Yusuf zamanında Trablusgarp’da karışıklık ve birçok isyan da çıkmıştır. Karamanlı Yusuf şehirdeki surları tamir ettirmiştir. Trablusgarp, Tunus ve Cezayir’e ait korsanlar Akdeniz’deki Amerika Birleşik Devletleri’ne ait gemilere saldırmış bu gemilerin mürettebatını esir almıştır. 1801 yılında Karamanlı Yusuf Paşa, ABD başkanı Thomas Jefferson’dan 225,000 dolar haraç talep etmiştir. Thomas Jefferson, Amerikalı ticaret filosunu koruyabilecek yeni ABD Donanması’nın yeteneğinden emin olduğu için Karamanlı Yusuf Paşa’nın taleplerini reddetmiştir. Amerikan başkanı Thomas Jefferson bir donanma ile 1801 yılında Cezayir, Tunus ve Trablusgarp kıyılarına saldırmıştır. ABD, Karamanlı Hamit’i vali yapmak istemişler fakat başarısız olmuşlardır. Garp Ocakları (Cezayir, Tunus ve Trablusgarp) ve Amerika Birleşik Devlet arasında olan Birinci Berberi Savaşı sonucunda 10 Haziran 1805’de Garp Ocakları ve ABD arasında bir antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşma ile savaş sona ermiştir. Karamanlı Hamit, Üsteğmen Presley Neville O’Bannon’a Mamlûk kılıcı ‘nı hediye etmiştir.
1819 yılına kadar Napolyon Savaşları’nın çeşitli antlaşmaları, korsanlığı bırakması konusunda Berberi Devletleri’ni zorlamıştır. Böylece bir Berberi ülkesi olan Trablusgarp’ın ekonomisi kötüye gitmeye başlamıştır. Karamanlı Yusuf, Arap köle ticaretini canlandrarak Trablusgarp’ın ekonomisini geliştirmeye çalışmıştır, fakat Avrupa’da köleliğin kaldırılması akımı düşüncesinin yayılmasıyla Trablusgarp’ın ekonomisini kurtarmakta başarısız olmuştur. 1830 yılında ise Cezayir Eyaleti Fransa tarafından işgal edilmiştir. Osmanlı, Trablusgarp’ın da işgal edilceği korkusundan ve Karamanlı Hanedanındaki isyan ve taht kavgalarından dolayı yeniden Trablusgarp’da otorite kurmak istemiştir. 1835 yılında Çengeloğlu Tahir Paşa komutasındaki ordu ile Trablusgarp’ı ele geçirmiştir. Yine aynı yıl Trablusgarp’ın başındaki II. Ali Tunus’a sürgüne gönderilmiştir. Buraya yönetici olarak Mustafa Necip Paşa atanmıştır. Böylelikle Karamanlı Hanedanı’nın Trablusgarp’daki hakimiyeti son bulmuştur. Trablusgarp Eyaleti’nin 1835 yılından 1864 yılına kadar valiler yönetmiş 1864 yılında Trablusgarp Eyaleti kaldırılıp Trablusgarp Vilayeti kurulmuştur. Ayrıca Karamanlı Hanedanı zamanında Trablusgarp Eyaleti’nin ilk defa bir bayrağı olmuştur.
Karamanlı Ahmed Paşa (29 Temmuz 1711 – 2 Kasım 1745)
Mehmed Paşa (2 Kasım 1745 – 1754)
I. Ali Paşa (1754 – 30 Temmuz 1793)
Seydî Ali Paşa (30 Temmuz 1793 – Kasım 1794)
Ahmed Bey (Kasım 1794 – 24 Ocak 1796)
Yûsuf Paşa (24 Ocak 1796 – 5 Ağustos 1832)
II. Ali Paşa (5 Ağustos 1832 – 26 Mayıs 1835)
.
.

AMERİKA VE AVRUPANIN TÜRKLERE ÖDEDİĞİ VERGİLER VE AKDENİZ’DE AMERİKAN ARAP DAYANIŞMASI

İngiltereye karşı 1775 yılında ingiliz kolonileriyle başlattığı bağımsızlık savaşı sonucunda 1783 yılında bağımsızlığını kazanan Amerika İngilizlerin savaşta yenik ve güçsüz durumunu görüyor ve ekonomisini geliştirme adına sömürgeciliğe kalkışıyor. Avrupa ile arasının açılmasını istemeyen Amerika, fas’ı gözüne kestiremeyen Amerika özellikle Cezayir üstünde duruyor çünkü Cezayir,Akdenizi kontrol altında tutabilceği önemli bir stratejik nokta aynı zamanda.Üstelik,Cezayir Osmanlı kontrolünde bulunuyor ve Amerikalılar Türk donanmaları için çantada keklik gözüyle bakıyorlar.

Elbette Türklere çantada Keklik gözüyle bakan Amerikan çantasının kaderi Osmanlı’nın bir eyaleti olan Cezayir ile ABD arasında Cezayir Beylerbeyi Hasan Dayı ve ABD Baskanı George Washington imzasıyla Osmanlıya haraç (vergi) vermek için doluyor.

ABD’nin şu ana kadar ilk yabancı bir dille imzaladığı Dili Türkçe olan 22 maddelik bir anlaşmayla yabanci bir devlete vergi ödemeyi kabul eden tek Amerikan belgesi bu aynı zamanda.

O zamanlar Osmanlı imparatorluğu tarafından bilinen adı “Memâlik-i Müctemia-i Amerika Devleti”

Bu,bölgeyi kontrol altında tutan Cezayir, Tunus ve Trablusgarptaki Osmanlı Türk devriyeleri sayesinde İngiltere ve diğer Avrupa ticaret gemilerinin Osmanlıya vergi verdiği zamanlar.

25 Temmuz 1785’te, ABD bandıralı Boston Limanı’na bağlı Kaptan Isaac Stevens’in idaresindeki Maria ve Philadelphia Limanı’na bağlı Kaptan O’Brien idaresindeki Dauphin ele geçiriliyor ve Kaptanlar esir ediliyor.1787’ de ise 100 kadar Amerikalı denizcisini kurtarmak için 4000 dolar fidye vermek zorunda kalıyor ve bunu 1794 Ekim’inde 11 ABD gemisi,119 kişilik mürettebatla esir alınması izliyor.Böylece,Bölgeye adımlarını atmadan önce Türklerden “semiz ördek” diye bahseden Amerikalı Kaptanlar sayesinde Osmanlı yıllık 80 bin dolar vergi kazanıyor.

Ardından,Başkan G. Washington Amerikan Kongresi kararlarıyla 688.000 altın dolar harcayarak bir savaş filosu kuruyor ve tekrar yenilince artan kefaleti ve vergisi, 5 Eylül 1795 tarihinde imzalanan ve 7 Mart 1796’da Amerikan Kongresi tarafından onaylanan 22 maddelik Dostluk ve Barış Anlaşması’na göre Cezayir’de bulunan esirler adına 642.500 doları ve her sene 12.000 Cezayir Altını karşılığı vergisi 21.600 doların yanısıra 36 topa sahip bir adet de savaş gemisini vermek oluyor ve bundan sonra esir düştükleri taktirde kişi başına 4000 dolar para ödemeyi kabul ediyor.

Ancak Amerika günümüzde’de görüldüğü gibi bir gelenek halini almış olan devlet sözünü bozma adetlerini burada’da sürdürüyor ve tekrar çatışmaya girince ve Trablusgarp Beylerbeyi Yusuf Paşa’nın elini öpen Amerikan temsilcisi kanalıyla 25.000 dolar tutarında çeşitli erzakla birlikte yıllık haraç miktarları 225.000 dolara çıkıyor ve Kaptan William Bainbridge, Cezayir’e Amerika’nın yıllık haracını ödemek üzere daha sonra 2 yıl boyunca Türk bayrağı çekilerek elinden alınacak olan gemisi Philadelphia ile birlikte kendisine eşlik eden Cezayir donanmasıyla İstanbul’a gelen ilk resmi Amerikan yetkilisi olarak III. Selim’in yanına gidiyor.

bundan sonraki yıllarda ise anlaşma maddelerini sürekli görmezden gelen Amerikanın Yıllık haraç miktarı 1800’lerin başına kadar ödemiş olduğu rakamla yıllık gelirinin beşte birine denk olan 2 milyon dolara ulaşıyor.

Amerika yakın bir zaman önce savaştığı İngilterenin arabuluculuğunu taleb ediyor ancak isteklerine cevap bulamıyor.

1802 mayısında ise daha önce ABD Başkanı Thomas Jefferson’ın emriyle 4 savaş gemisiyle Trablus sahillerine gidip savaşmaya cesaret edemeyen Amerikan donanması 6 gemiyle Trablus Limanı açıklarına demir atarak tuzak kuruyor ve yanaşan bir Trablus gemisini batırıp sahili bombalıyor.

hemen ardından,Philadelphia Savaş Gemisi başında olan komodor,Albay Bainbridge; Arap destekli donanmalarıyla Trablus’u kuşatmak için harekete geçiyor ve Trablusgarp Beylerbeyi Yusuf Paşa tarafından kuşatılarak 307 Amerikalı subay ve askerinden oluşan mürettebatı esir edilirken, Yusuf Paşa tarafından Amerikan konsolosunun önünde gemicilik kültüründe onursuzluklarına hitaben Philedelphia’nın bayrak direğini kesiliyor,

Bundan sonra Philedelphia İki yıl Türk Bayrağı altında geziyor ancak 15 Şubat 1804’te bir Türk teknesini ele geçiren Kaptan Stephen Decatur Osmanlı Askeri kıyafetli 74 gönüllüsüyle Trablus Limanı’na gizlice yanaşıyor ve Philedelphia’yı yakıyor.

Bu olay,25 yaşındaki Stephen Decatur’un ABD Deniz Kuvvetleri’nin en genç yaşta Kaptanlığa yükselmiş Deniz Albayı ünvanını elde etmesiyle sonuçlanıyor,Albaylığa atanıyor. Ünlü İngiliz Amirali Nelson ise Amerikan Denizcilik Tarihi’nin bu önemli olayını “Çağın En Cesur Eylemi” olarak niteliyor

Amerikan donanmalarının küçük başarılarının en önemlisi bahriye marşı haline getirdikleri kısa süreli olarak Trablusgarb’ın Derne kalesini ele geçirmesi oluyor

Yusuf paşa ise esir değişimine yanaşmıyor ve 3 Eylül 1804’de Trablus Limanı’nı bombalamaya giden bir Amerikan Gemisini daha batırıyor.

Böylece, Amerika Birleşik Devletleri Osmanlı’nın “Garp Ocakları”na Akdenizde’ki faaliyetleri için ödediği yıllık vergiyi 1824 yılına kadar ödemeye devam ediyor ….

_________

– Yusuf Paşa’nın bir Mektubu-

(“Bu defa İstanbul’dan aldığım habere göre Venedik’in Avusturya idaresinden çıkıp başlıca Cumhuriyetini kazanarak Devlet’e yıllık vergisi itaatine karar vermişler ancak Trablus, Tunus ve Cezayir ocakları için ne miktar akçe vereceklerine dair doğru bilgi alamadım. Zira Hristiyanların işi hiledir. Rabbimiz Teala cümlemize korusun, çünki asrımız ahir zaman olduğundan hristiyanlar bir sözle durmaz oldular. Hatta İsveçte verilen karar üzerine yıllık vergiye mühlet verilmiş iken henüz tahsil olunamadı. Ve İstanbul’da elçileri vasıtasiyle tarafımıza bir oyun eden bu mücerret Ocağın aidatını ödemeyeceklerini öğrendim. Lakin İsveçliler işbu hüdalara inanmazken mukaddem vurup Rabbimin ianesiyle efkarındayım. Bunun gibi Amerikalılar dahi isyan sureti göstererek geçende konsoloslarına verdiğim cevabın arkasındayım. Kuvvetli gücümüzü herkes anladı,yalnız Amerikalılar kaldı.

Bu defa anlara dahi haddini bildirmek boynuma borç olsun. Ancak bu emelim için izin almak zorundayım.

buna gerek olmadığı zamanlardai merhum Hasan Paşa zamanında Amerikalılar Felemenk konsolosu vasıtasiyle iki yüz elli bin frank vermişlerse de razı olmadığımı pederiniz ibramile bildirdim.Lütfen merkumların ricasına aldanıp azaltılmasını niyaz buyurmayın.

Amerikalılar’ın asıl iltica ve istinat eyledikleri İngiltere olup bu vasıta ile barış anlaşmasına kraliçeleri ile başvursalarda ben bu ingilizleri kesinlikle tanımam, Eğerki siz barış teklifinin kabul olunacağı isterseniz bildirmenizi temenni ederim.”)

__________

Osmanlı-Amerika,7 Mart 1796 Dostluk ve Barış Anlaşması ilk 9 maddesi

1. Fasıl

İbtida ki faslın kavi u kararı oldur ki işbu 1210 senesinde hala Merikan Ceziresi Eyaletlerine mutasarrıf dostumuz Corco Vaşinto (George Washington) her biri zebtinam Merika Hakimi ile ocağımız Mahruse-i Cezair-i Garbta Sahib-i Devlet olan Saadetlü Hasan Paşa (Cezayir Dayısı Hasan Paşa) -yesserellahü ma yezid vema yeşa- Hazretlerinin rey ve Asker-i Mansure Ağası ve Kul Kethüdası ve sair Erbab-ı Divan ve cümle Asakir-i Mansure ve Canibinin reayaları ittifakıyla bu sulh ve selahımız ve metin ve muhkem olub sabit olmuştur. Ba’del yevm sulhümüze muhalif ve mugayir ve fasid idicek bir söz kalmamış. Vesselam(Bu anlaşmanın her maddesi selam ile bitmektedir ki bunun anlamı barıştır) Tahriren Fi 21 Safer, Sene 1210.

2. Fasıl

İkinci faslın kavi u kararı oldur ki Merikan Hakimi dostumuzun gemileri gerek büyük ve gerek küçük ve kezalik anların hükmünde olan reayasının gemileri Mahruse-i Cezayir iskelesi veyahut taht hükmünde olan iskelelere varurlar ise adet-i kadim üzere rızklarından ötürü sattıklarında sair İngiliz ve Felemenk sevid bazerkanlarının vire geldüği ve anlara akdolunan gümriği 100 guruşta beş guruş gümrük alına. Ziyade taleb olunmaya. Ve bir dahi budur ki satılmayan rızkların yine gemiye koyup götürmek murad ettiklerinde bir kimesne anlardan bir şey talep itmeye. Ve mezkur iskelelerde bir kimesne anları incidüb alıkomayalar. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.

3. Fasıl

Üçüncü faslın kavi u kararı oldur ki Merikan Hakimi dostumuzun gerek korsan ve gerek bazargan ve gerek Cezayir’in korsan ve bazargan gemileri ruy-i deryada birbirlerine rastgelüb buluştuklarında aramaktan ve birbirlerin incitmekten beri olup rivayet ve hürmet ile birbirlerinden yollarına gitmeden bir kimesneye mani olmaya. Ve biri dahi budur ki içlerinde herkangı cins olursa olsun yolcu oldukta rızkları ve malları ve eşyalarıyla her ne canibe giderler ise birbirin incidüb bir şeylerin almaya ve bir yere götürmeyeler ve eğtendürmeyeler ve hiçbir vecihle birbirlerine zarar u ziyan itmeyeler. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.

4. Fasıl

Dördüncü faslın kavi u kararı oldur ki mahsure-i Cezair’in korsan gemileri Merikan bazargan gemilerine gastgeldikte gerek büyük gerek ve gerek küçük Merikan’ın hükmeyledüği yerlerden taşra gelürler ise yalnızca bir sandal gönderile. Ve kürekçilerden gayri ancak iki adem ile gide, vardıkta iki ademden gayrı gemiye girmeye. Zikrolunan gemi reisinin izni ve icazeti ola. Ol vakit hakiminin pasaportusun gösterdükte gemiye varan hizmetini alel acele kamil edüp ve ne bazargan gemisi dahi yoluna gide. Ve bir dahi budur ki Merikan hakiminin korsan gemileri Cezair’in korsan veyahut bazargan gemilerine rastgelürler ise mezkur gemilerde Cezair hakiminin yedinden veyahut Cezair’de olan Merikan balyozundan mezkur gemilerinden pasaportu bulunur ise ol vakit zikrolunan bir kimesne bir şeyine dokunmayıp selamet ile yoluna gide. Ve bir dahi budur ki mahsure-i Cezair’in korsan gemileri gerek büyük ve gerek küçük sulh alıruz. Zira sulhumuzda olan şarttan olmayup, sonra sulhumuza halel vermesun deyu bu babda ve bu fasılda kaydolunmuştur, gaflet olunmaya. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.

5. Fasıl

Beşinci faslın kavi u kararı oldur ki Cezayir gemisi kapudanlarından veyahut anların zabit ve hakimlerinden olan kimesneler Merikan gemilerinden cebren çıkarup kendü gemilerine vehaut sair yerlere hiç bir şeyden ötürü sorup ve sual ve cevr ü cefa eylemeyeler. Her ne cins kimesne olursa olsun Merikan gemisinde bulundukta ebeden incitmeyeler. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.

6. Fasıl

Altıncı faslın kavi u kararı oldur ki Merikan hakiminin yahud anın hükmünde olan reayasının gemilerinden biri Cezayir hükmeyledüğü memleketlerin yalılarında baştan kara olup parelisine asla ve kat’a kendülerin malların ve rızıkların hiçbir kimesne bir şeylerün alup yağma ve ganimet itmeye. Ve bir dahi budur ki böyle bir iş vaki olur ise gümrüğe rızkları alınmayup ve ademlerine bir zarar itmeyeler. Ve Cezair’in taht-ı hükmünde olan yerlerde bu minval üzere bir iş zuhur ider ise mümkün oldukça alel kaderi’t-takat çalışup muavenet idüp dostluğu icra ideler. Ve rızıkların korumağa imdad ideler. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.

7. Fasıl

Yedinci faslın kavi u kararı oldur ki hiç bir gemi Cezayir gemilerinden gerek büyük ve gerek küçük Cezayir hakiminin izin ve icazetiyle Merikan hakimine düşman olan memleketlerden donanup Merikalu üzerine korsanlık itmeye. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.

8 Fasıl

Sekizinci faslın kavi u kararı oldur ki bir Merikan bazargan-ı mahsure-i Cezair’den bir aktarma (yük) satun alsa veyahut deryada korsanlık iden Cezair reislerinden biri bir gemi ganimet idüp mezkur geminin kapudanı veyahut reisi bir Merikan bazerganına aktarmasın satsa gerek Cezair’den ve gerek deryada reisden olsun yedinde bu minval üzere satun alduğuna tezkiresi oldukda bir aher Mahsure-i Cezair’in korsan gemisine rastgelür ise bir kimesne mezkur aktarma alan bazargana dokunmayup selametle yoluna gitmeden mani olmaya. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.

9 Fasıl

Dokuzuncu faslın kavi u kararı oldur ki gerek Tunus ve Trablus ve Sidre veyahut gayri yerler asla ve kat’a Merikan gemilerinin gerek büyük ve gerek küçük ne ademlerini ve ne erzaklarını Cezayir hükmeyledüğü vilayetlere gönderüp satmaya rıza ve cevaz virüp satturmayalar. Vesselam. Tahriren fi 21 Safer 1210.

______________

İNGİLİZCE-

Treaty of Peace and Amity, signed at Algiers September 5, 1795 (21 Safar, A. H. 1210). Original in Turkish. Submitted to the Senate February 15, 1796. Resolution of advice and consent March 2, 1796. Ratified by the United States March 7, 1796. As to the ratification generally, see the notes. Proclaimed March 7, 1796.

ARTICLE 1st

From the date of the Present Treaty there shall subsist a firm and Sincere Peace and Amity between the President and Citizens of the United States of North America and Hassan Bashaw Dey of Algiers his Divan and Subjects the Vessels and Subjects of both Nations reciprocally treating each other with Civility Honor and Respect

ARTICLE YE 2d

All Vessels belonging to the Citizens of the United States of North America Shall be permitted to enter the Different ports of the Regency to trade with our Subjects or any other Persons residing within our Jurisdiction on paying the usual duties at our Custom-House that is paid by all nations at Peace with this Regency observing that all Goods disembarked and not Sold here shall be permitted to be reimbarked without paying any duty whatever either for disembarking or embarking all naval & Military Stores Such as Gun-Powder Lead Iron Plank Sulphur Timber for building far pitch Rosin Turpentine and any other Goods denominated Naval and Military Stores Shall be permitted to be Sold in this Regency without paying any duties whatever at the Custom House of this Regency.

ARTICLE 3d

The Vessels of both Nations shall pass each other without any impediment or Molestation and all Goods monies or Passengers of whatsoever Nation that may be on board of the Vessels belonging to either Party Shall be considered as inviolable and shall be allowed to pass unmolested.

ARTICLE 4th

All Ships of War belonging to this regency on meeting with Merchant Vessels belonging to Citizens of the United States shall be allowed to Visit them with two persons only beside the rowers these two only permitted to go on board said vessel without obtaining express leave from the commander of said Vessel who shall compare the Pass-port and immediately permit said Vessel to proceed on her Voyage unmolested All Ships of War belonging to the United States of North America on meeting with an Algerine Cruiser and Shall have seen her pass port and Certificate from the Consul of the United States of North America resident in this Regency shall be permittd to proceed on her cruise unmolested no Pass-port to be Issued to any Ships but such as are Absolutely the Property of Citizens of the United States and Eighteen Months Shall be the term allowed for furnishing the Ships of the United States with Pass-ports.

ARTICLE 5th

No Commander of any Cruiser belonging to this Regency shall be allowed to take any person of whatever Nation or denomination out of any Vessel belonging to the United States of North America in order to Examine them or under presence of making them confess any thing desired neither shall they inflict any corporal punishment or any way else molest them.

ARTICLE 6th

If any Vessel belonging to the United States of North America shall be Stranded on the Coast of this Regency they shall receive every possible Assistance from the Subjects of this Regency all goods saved from the wreck shall be Permitted to be Reimbarked on board of any other Vessel without Paying any Duties at the Custom House.

ARTICLE 7th

The Algerines are not on any presence whatever to give or Sell any Vessel of War to any Nation at War with the United States of North America or any Vessel capable of cruising to the detriment of the Commerce of the United States.

ARTICLE YE 8th

Any Citizen of the United States of North America having bought any Prize condemned by the Algerines shall not be again captured by the Cruisers of the Regency then at Sea altho they have not a Pass-Port a Certificate from the Consul resident being deemed Sufficient untill such time they can procure such Pass-Port.

ARTICLE YE 9th

If any of the Barbary States at War with the United States of North America shall capture any American Vessel & bring her into any of the Ports of this Regency they shall not be Permitted to sell her but Shall depart the Port on Procuring the Requisite Supplies of Provision.

ARTICLE YE 10th

Any Vessel belonging to the United States of North America, when at War with any other Nation shall be permitted to send their Prizes into the Ports of the Regency have leave to Dispose of them with out Paying any duties on Sale thereof All Vessels wanting Provisions or refreshments Shall be permitted to buy them at Market Price.

ARTICLE YE 11th

All Ships of War belonging to the United States of North America on Anchoring in the Ports of ye Regency shall receive the Usual presents of Provisions & Refreshments Gratis should any of the Slaves of this Regency make their Escape on board said Vessels they shall be immediately returned no excuse shall be made that they have hid themselves amongst the People and cannot be found or any other Equivocation.

ARTICLE YE 12th

No Citizen of ye United States of North America shall be Oblidged to Redeem any Slave against his Will even Should he be his Brother neither shall the owner of A Slave be forced to Sell him against his Will but All Such agreements must be made by Consent of Parties. Should Any American Citizen be taken on board an Enemy-Ship by the Cruisers of this Regency having a Regular pass-port Specifying they are Citizens of the United States they shall be immediately Sett at Liberty. on the Contrary they having no Passport they and their Property shall be considered lawfull Prize as this Regency Know their friends by their Passports.

ARTICLE YE 13th

Should any of the Citizens of the United States of North America Die within the Limits of this Regency the Dey & his Subjects shall not Interfere with the Property of the Deceased but it Shall be under the immediate Direction of the Consul unless otherwise disposed of by will Should their be no Consul, the Effects Shall be deposited in the hands of Some Person worthy of trust untill the Party Shall Appear who has a Right to demand them, when they Shall Render an Account of the Property neither Shall the Dey or Divan Give hinderence in the Execution of any Will that may Appear.

ARTICLE 14th

No Citizen of the United States of North America Shall be oblidged to purchase any Goods against his will but on the contrary shall be allowed to purchase whatever it Pleaseth him. the Consul of the United States of North America or any other Citizen shall not be answerable for debts contracted by any one of their own Nation unless previously they have Given a written Obligation so to do. Shou’d the Dey want to freight any American Vessel that may be in the Regency or Turkey said Vessel not being engaged, in consequence of the friendship subsisting between the two Nations he expects to have the preference given him on his paying the Same freight offered by any other Nation.

ARTICLE YE 15th

Any disputes or Suits at Law that may take Place between the Subjects of the Regency and the Citizens of the United States of North America Shall be decided by the Dey in person and no other, any disputes that may arise between the Citizens of the United States, Shall be decided by the Consul as they are in Such Cases not Subject to the Laws of this Regency.

ARTICLE YE 16th

Should any Citizen of the United States of North America Kill, wound or Strike a Subject of this Regency he Shall be punished in the Same manner as a Turk and not with more Severity should any Citizen of the United States of North America in the above predicament escape Prison the Consul Shall not become answerable for him.

ARTICLE YE 17th

The Consul of the United States of North America Shall have every personal Security given him and his houshold he Shall have Liberty to Exercise his Religion in his own House all Slaves of the Same Religion shall not be impeded in going to Said Consul’s House at hours of Prayer the Consul shall have liberty & Personal Security given him to Travil where ever he pleases within the Regency. he Shall have free licence to go on board any Vessel Lying in our Roads when ever he Shall think fitt. the Consul Shall have leave to Appoint his own Drogaman & Broker.

ARTICLE YE 18th

Should a War break out between the two Nations the Consul of the United States of North America and all Citizens of Said States Shall have leave to Embark themselves and property unmolested on board of what Vessel or Vessels they Shall think Proper.

ARTICLE YE 19th

Should the Cruisers of Algiers capture any Vessel having Citizens of the United States of North America on board they having papers to Prove they are Really so they and their property Shall be immediately discharged and Shou’d the Vessels of the United States capture any Vessels of Nations at War with them having Subjects of this Regency on board they shall be treated in like Manner.

ARTICLE YE 20th

On a Vessel of War belonging to the United States of North America Anchoring in our Ports the Consul is to inform the Dey of her arrival and She shall be Saluted with twenty one Guns which she is to return in the Same Quanty or Number and the Dey will Send fresh Provisions on board as is Customary, Gratis.

ARTICLE YE 21st

The Consul of ye United States of North America shall not be required to Pay duty for any thing he brings from a foreign Country for the Use of his House & family.

ARTICLE YE 22d

Should any disturbance take place between the Citizens of ye United States & the Subjects of this Regency or break any Article of this Treaty War shall not be Declared immediately but every thing shall be Searched into regularly. the Party Injured shall be made Repairation.

On the 21st of ye Luna of Safer 1210 corrisponding with the 5th September 1795 Joseph Donaldson Junr on the Part of the United States of North America agreed with Hassan Bashaw Dey of Algiers to keep the Articles Contained in this Treaty Sacred and inviolable which we the Dey & Divan Promise to Observe on Consideration of the United States Paying annually the Value of twelve thousand Algerine Sequins (1) in Maritime Stores Should the United States forward a Larger Quantity the Over-Plus Shall be Paid for in Money by the Dey & Regency any Vessel that may be Captured from the Date of this Treaty of Peace & Amity shall immediately be deliver’d up on her Arrival in Algiers.

Sign’d

VIZIR HASSAN BASHAW

JOSEPH DONALDSON

Jun

To all to whom these Presents shall come or be made known.

Whereas the Underwritten David Humphreys hath been duly appointed Commissioner Plenipotentiary, by Letters Patent under the Signature of the President and Seal of the United States of America, dated the 30th of March 1795, for negotiating & concluding a Treaty of Peace with the Dey and Governors of Algiers; Whereas by Instructions given to him on the part of the Executive, dated the 28th of March & 4th of April 1795, he hath been farther authorized to employ Joseph Donaldson Junior on an Agency in the said business; whereas by a Writing under his hand and seal, dated the 218$ of May 1795′ he did constitute & appoint Joseph Donaldson Junior Agent in the business aforesaid; and the said Joseph Donaldson Junior did, on the 5th of September 1795, agree with Hassan Bashaw Dey of Algiers, to keep the Articles of the preceding Treaty sacred and inviolable.

Now Know ye, that I David Humphreys, Commissioner Plenipotentiary aforesaid, do approve & conclude the said Treaty, and every article and clause therein contained, reserving the same nevertheless for the final Ratification of the President of the United States of America, by and with the advice and consent of the Senate of the said United States.

In testimony whereof I have signed the same with my hand and seal, at the City of Lisbon this 28th of November 1795.

alıntı; Tamer Kıroğlu. 23 Aralık 2012



Hakkında admin

İlginize teşekkürler


aa thrace-hitit-mısır

Akdenizde tarih ve zaman

Asya – Avrupa – Afrika kıtaları’nın ortak medeniyet denizi Akdeniz… Akdeniz bir deniz kültürü medeniyeti …


Aiol-ion-dor_şehirleri

Ömrü kısa devletlerin en kısa ömürlü örneği..

. İyonya (Ionia), Anadolu’da bugünkü İzmir ve Aydın illerinin sahil şeridine Antik Çağ’da verilen addır.Dor …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir




*


Hakkında antikor