BİR TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR

Türkiye’nin NATO üyeliğine ilişkin protokol 17 Ekim 1951 tarihinde imzalanmıştır, bu tarihten sonra Türkiye askeri varlığı Amerika’ya bağlanmıştır.
25 Haz 1950 – 27 Tem 1953 Kore Savaşı Amerika’nın NATO savaşıdır.

Bağlı bulunduğumuz ilk NATO savaşı olan Kore Savaşındaki savaş esnasında Türk Tugayı’nın görevi Tockhon Köprüsü’nü geçip kasabaya ulaşmaktı.
Kasabadaki Amerikan birlikleri, Çinlilerin saldırısı sonucu ağır kayıplar veriyordu.
Durumdan habersiz olan askerlerimiz bir anda kendilerini ölümcül bir çatışmanın içinde buldu, işte o karmaşanın ortasında kahraman bir Türk askeri ortaya çıktı, Sarıkamış’lı Hacı Altıner.
Tam 14 mermi yarası almış olmasına rağmen, “Beni burada bırakın, yanma bir makineli tüfek ve bir sandık mermi koyun, siz geri çekilin, sizi koruyarak zaman kazandırırım.” diyerek canını hiçe saydı ve tek başına düşmanı durdurmayı başardı, Sabah olduğunda herkes onun şehit düştüğünü düşünürken, Amerikan birlikleri onu yaralı baygın halde bulup hastaneye kaldırdı.

İyileşmesinin ardından Amerika’ya davet edildi. ABD Başkanı tarafından ağırlandı, bir yıl boyunca bütün eyaletlerde gezdirilerek halkla buluşturuldu. Kendisine cesaret madalyası verildi, Amerikan vatandaşlığı ve ABD ordusunda fahri generallik önerildi.
Hacı Altıner ise dimdik durdu, “Burada general olacağıma, kendi ordumda er olurum” diyerek tüm teklifleri reddetti.

Yıllar sonra Kıbrıs Barış Harekatı döneminde ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı ambargoya tepki göstererek, Amerika’da nasıl tanındığını ve Çin birliklerini nasıl durdurduğunu hatırlatan sert bir mektup kaleme aldı, gerekirse yaşına bakmadan Amerika ile tek başına savaşabileceğini yazdı, ardından kendisine verilen madalyayı ABD’ye iade etti.

Ülke çapında tanıtılmamış adı unutulmuş bir kahraman Hacı Altıner.
Allah rahmet eylesin.

Allah Allah sesleri ile yaptığımız savaşlarımızda “Türk milleti olarak kazanım ve kayıplarımızı daima dikkate almalıyız”, kimin için savaştığımızı ve ne için savaştığımızı bilmeliyiz, savaşımız adalet tartısında tartılmalı, inancımızı, güvenimizi ve milliyetimizi sarsacak hareket olmamalı.
.
.
.
.
.