AHİLİKTEN LONCALIĞA OSMANLI TİCARETİ

Anadolu Selçuklu devletinden Osmanlı Devletine önemli bir miras Ahilik (Ahiyân-ı Rum).
Ahi Evran tarafından oluşturulan ticaret toplum yasalarıdır.
Ahilik (Ahiyân-ı Rum), Ahi Evran tarafından kurulan esnaf dayanışma teşkilatıdır. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Alevî-Bektâşî Müslüman Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir.
Temel mesleği “Dabbaklık”tır. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir.
Ahilik günümüz “Toplam kalte” kurallarının uygulandığı bir ticaret kuralıdır.
Ahiler Ankara bölgesinde devlet kurmuşlardır.

Osmanlı devletinde Ahilikten Loncalığa geçiş
Osmanlı Devleti’nde de kent esnafının ve küçük çaplı üretim yapan zanaatkârların örgütlenme biçimiydi.
Temelini Ahilik’ten alan Osmanlı lonca düzeni 15. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış, 18. yüzyılın ortalarına doğru “gedik” biçimini alarak 20. yüzyıl başlarına kadar varlığını sürdürmüştür.

Osmanlı loncaları manevi kurucuları saydıkları Ahi Evran’a ve Ahi teşkilatına bağlılıklarını sürdürürken, bir yandan da lonca Ahilik’in kabul etmediği esnaf türlerini ve gayrimüslimleri de içlerine almışlardı. Ama çırak, kalfa, usta biçimindeki yükselme aşamaları ile üretimde ve ticarette uymak zorunda oldukları ahlaki kurallar Ahilik’le büyük benzerlik göstermekteydi. Osmanlı loncaları yöneticilerini kendileri seçmekte ve iç işleyiş kurallarını da kendileri saptamaktaydı. Bununla birlikte devletin koyduğu kalite standartlarına (ihtisab) ve fiyatlara da (narh) uymak zorundaydılar.

Osmanlı loncaları genellikle aynı tür işi yapan esnaf ve zanaatkârların toplu olarak bir arada bulundukları çarşı, han, arasta gibi yerlerde etkinliklerini sürdürürlerdi. Buraların dışında işin niteliği gereği ayrı yerlerde açılan dükkânlara “koltuk” adı verilirdi. 18. yüzyılın ortalarında çarşı ve dükkân sayısının çoğalması, gerçek esnaf ve zanaatkâr olmayanların (bunların başında yeniçeriler geliyordu) da buralarda iş yeri tutmaları lonca düzenini sarstı. Bunun üzerine devlet her alanda iş yapacak esnaf ve zanaatkâr sayısını sınırlandırarak bir tür tekel düzeni kurmaya çalıştı. Gedik adı verilen bu düzende elinde esnaf ya da zanaatkâr belgesi olmayan kişilerin dükkân açması yasaklanıyordu. Ama ekonomik gelişmeyi ve rekabeti önleyici bu sistem pek başarılı olamadı. 1838 ticaret sözleşmeleriyle Avrupa malları Osmanlı pazarını istila edince sistem iyice çöktü. Devlet 1866-1873 yılları arasında esnafı, kooperatifler

Hakkında Türk Bilimi