Büyük Selçuklu bilgesi Ömer Hayyam ve Gök bilim çalışmaları

Ömer Hayyam daima rubaileri ile tanıtılmıştır, halbuki Ömer Hayyam bir bilgedir, gök bilimi ve takvim konusunda dünyanın bildiği büyük bilgindir.
Ömer Hayyam’ın Nişabur’daki müzesinde çalıştığı gök bilim eserleri sergilenmektedir
Bütün aramalarımıza rağmen günümüze kadar gelen gök bilim kitabı bulunamamıştır.
Geçmişte yaşamış olan birçok ünlünün aksine, Ömer Hayyam’ın doğum tarihi günü gününe bilinmektedir. Bunun sebebi, Ömer Hayyam’ın birçok konuda olduğu gibi takvim konusunda da uzman olması ve kendi doğum tarihini araştırıp tam olarak bulmasıdır. 18 Mayıs 1048 Nişabur-4 Aralık 1131 (83 yaşında) Nişabur

 

Ömer Hayyam müzesinden çektiğimiz gök bilim eserleri

Ömer Hayyam, birçok bilim insanınca Bâtınî ve Mu’tezile anlayışlarına dâhil görülür.
“Evreni anlamak için içinde yetiştiği İslam kültüründeki hâkim anlayıştan ayrılmış, kendi içinde yaptığı akıl yürütmeleri eşine az rastlanır bir edebi başarı ile dörtlükler halinde dışa aktarmıştır (Rubaiyat).”
Hayyam aynı zamanda çok iyi bir matematikçiydi. Üçüncü dereceden bilinmeyen denklemlerle ilgili yazdığı “Cebir” adlı eserinde bilinmeyen rakamın yerine Arapçada “şey” anlamına gelen kelimeyi kullanmıştır.
Daha sonra onun bu eseri diğer dillere çevrilirken İspanyolcaya “Xay” olarak geçmiştir.
Bu kelime, ilk harfine indirgenerek bilinmeyen rakamın simgesi “x” olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Ömer Hayyam, binom açılımını kullanan ilk bilim insanıdır. Hayyam, genelde şiirlerindeki eğlence düşkünlüğünün belirgin olmasından dolayı rubaileri ile ünlenmiştir.

Rubailerinde; Dünya, var oluş, Allah, devlet ve toplumsal örgütlenme biçimleri gibi hayata ve insana ilişkin konularda özgürce ve sınır tanımaz bir şekilde akıl yürüttüğü görülmektedir. Akıl yürütürken ne içinde yaşadığı toplumun, ne de daha öncesi zamanlarda yaşamış toplumların kabul ettiği hiçbir kurala bağlı kalmamış, kendinden önce yaşayanların insanın aklına koymuş olduğu sınırları kabullenmemiş, bir anlamda dünyayı, insanı, var oluşu kendi aklıyla baştan tanımlamış; bu nedenle de çağını aşarak “evrenselliğe” ulaşmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki, Hayyam’ın yaşadığı dönem, kendisi gibi çağları aşan ve tarihin gördüğü en büyük düşünürlerden birini yaratacak sosyo-kültürel altyapıya sahipti. Kendi tarihinin belki de en aydınlık dönemlerini yaşayan İslam dünyasında felsefenin hak ettiği ilgiyi gördüğü, Selçuklu saraylarında ise sentez bir Orta Doğu kültürü (Türk, Hint, Arap, Çin, Bizans) oluşmaya başladığı bir dönemde yaşayan Hayyam, böylece nispeten yansız ve bilimsel bir öğrenim görmüş ve felsefeyi günah saymayan bir toplum içinde özgürce felsefe ile ilgilenebilmiştir.

Hayyam, aynı zamanda dünya bilim tarihi için de önemli bir yerdedir. Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Melikşah’ın isteği üzerine, günümüzde kullanılan Miladi ve Hicri takvimlerden çok daha hassas olan Celali Takvimi’ni hazırlamıştır.

Okullarda Fransız matematikçi Blaise Pascal’ın soyadıyla anılarak öğretilen “Pascal üçgeni” adlı matematik kavramı, aslında ilk olarak Ömer Hayyam tarafından oluşturulmuştur. Matematik, astronomi konularında dünyanın önde gelen bilim insanlarındandır. Birçok bilimsel çalışması olduğu bilinmektedir. Öklid teoremini yorumlamıştır. Horasan’da da bir rasathanesi vardır. Kendisi, Yunan biliminin savunucusuydu ve ünlü İslam hekimi İbn-i Sina’nın düşüncelerinin takipçisiydi.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ömer_Hayyam

ÖMER HAYYAM CELALİ TAKVİMİ


Celâlî Takvimi, Güneş yılı esasına dayanan, İranlı matematikçi ve astronom olan Ömer Hayyam başkanlığındaki bir kurul tarafından düzenlenmiş bir takvimdir. Büyük Selçuklu İmparatorluğu hükümdarı Sultan Melikşah’a sunulan bu takvim, 1079 yılından itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Yılbaşını 9 Ramazan 471 (M.S. 15 Mart 1079) yılına rastlayan Nevruz olarak almış, 1079 yılını başlangıç kabul etmiştir.[1] Selçuklu Devleti’nin yanı sıra Babür İmparatorluğu da bir dönem bu takvimi kullanmıştır. Celâlî Takvimi sadece tarım, hayvancılık gibi ekonomik işlerin düzenlenmesinde kullanılmış, normal hayatta ise Hicrî takvim kullanılmaya devam edilmiştir.
Celâlî Takvimi’nde 1 yıl, 365 gün 6 saat olarak kabul edilmiştir. Matematiksel kurallar yerine astronomik hesaplar kullanıldığı için bu takvim, ilkbahar ekinoksu başlangıcı tayininde Gregoryen takviminden daha doğrudur.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Hakkında Türk Bilimi