Sıcak kanlı – soğuk kanlı calılarda tabiata uyum ve insanlığın geleceği

.
Canlıların habitat-yaşam alanları vardır bu yaşam alanlarındaki coğrafya onların tabiatıdır, fakat ayni coğrafyada bitkiler dışında iki çeşit canlı yaşam bulunur.

.
Soğuk kanlı canlılar, bu canlılar coğrafyanın değişken ısısına göre hareketlerini belirler, bunun sebebi kanlarının etken ısı ile sıcaklığının değişmesidir, bu etken güneştir, bu canlılar kışın güneşin olmadığı zamanlarda kış uykusuna yatarlar, kanlarının akışı çok yavaşlar ve hiç hareket etmeden kışı geçirirler, bunların bazıları kışın kan akışını tamamen durdurur, yani tam olarak ölü haldedirler, mevsimler değişip sıcaklar artınca ölüler dirilir ve uyuyanlar uyanır yeni mevsimsel yaşamına dönerler.
.
Sıcak kanlı canlılar, bu canlılar kanlarının ısısını sabit tutarak her sıcaklıkta yaşamlarını sürdürürler, havanın soğuması halinde giysilerinde daha kalın bir örtüye bürünürler, insanlar ayrıca ısılarını korumak için ateş yakarlar, insanların diğer bütün canlılardan en önemli farkı ateşi kullanmasıdır.
.
İnsanların ısılarının sabit olması ayrıca insan anatomisinin değişkenlere karşı koymasıdır, insanların değişkenlerden etkilenmesi anatomik yapının bozulmasıdır.
.
“Depresif hareketlere soğuk kanlı canlılar uyumludur…
Depresif hareketler devam ettiği sürece dünyada sıcak kanlı canlılar hasar görüp yok olur ve sadece soğuk kanlı canlılar hayatta kalabilir…”
.
Günümüz insanları özellikle iletişim teknolojileri sayesinde depresif bir sosyal yaşama doğru hızlı bir şekilde değişim göstermektedir, bu değişim insan anatomik yapısına uygun olmayan bir harekettir, bu hareketler arttıkça insan anatomisi ciddi hasara uğrayacaktır ve sonunda kendini koruyamayan bir yapı oluşacaktır.
.
İnsanlar akılları ile çok büyük bilimsel teknolojileri kullanmaya başlamıştır, fakat teknolojik çalışmalarda insan anatomisi hiçbir zaman insan yaşamına dahil edilmemiştir.
.
Dinler insanları sükunete davet eder, fakat günümüz dünya yöneticileri parasal karı bütün değerlerin üzerinde tuttukları için insan sosyal yaşamında anatomik yapının hasarını hiçe saymaktadırlar…
.
Dünya okyanusta bir gemidir, insanlığın zararı dünyayı yöneten bir kısım insanların karı olarak kabul gördüğü takdirde insanlık kendi sonunu getirecektir…..
.
İman etmek gerekir.. yani toplumun, hatta bütün canlıların zararı hiçbir zaman kar olarak görülmemelidir… toplumun zararı yıkımdır..
.
Dünyadaki tarımsal ilaçlama ve geni değişmiş tarımsal üretimlere derhal son verip doğal üretim ve beslenmeye dönülmelidir.
.