1528 Cizvitler ya da İsa Cemiyeti, genel merkezi Roma’da olan, Katolik Kilisesi’nin erkek bir tarikatıdır. 1528’de Paris’te tanışan ve içinde Francisco de Xavier, Pierre Favre ve Tarikatın ilk lideri olan Loyolalı Ignatius’un da olduğu yedi arkadaş ve öğrenci tarafından kurulmuştur. Kendilerine Compañía de Jesús ve Amigos en El Señor yani ‘Rabbin Arkadaşları’ diyorlardı çünkü İsa tarafından bir araya getirildiklerini düşünüyorlardı.
İsimdeki ‘Compania’ Latinceye societas (topluluk/cemiyet) olarak çevrilmiş bu sebeple de daha yaygın olarak ‘İsa Cemiyeti’ olarak tanınmışlardır.
1609 Fransa ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan kapitülasyonlar sonucunda 1609 yılından itibaren Fransız Cizvitleri misyonerlik çalışmalarına İstanbul’da başladılar. Fransız büyükelçisi tarafından korunan Fransız Cizvitler, kendilerini hem Fransız tebaası hem de Katolik misyonerler olarak tanımladılar ve böylece Avrupa’nın başka yerlerinde olduğu gibi Fransa’da da tarikatlarının kimliğinin temelindeki gerilimleri yeni ve karmaşık bir jeopolitik bağlamda deneyimlediler.
Fransız Cizvit misyonunun Osmanlı İmparatorluğu’ndaki karmaşık hikayesi burada iki fotoğraf üzerinden ele alınıyor.
Biri misyonun İstanbul’daki kuruluş dönemine, kabaca 1609’dan 1615’e odaklanıyor. “Bu dönem Osmanlıda “14.Padişah – 93. Halife, I. Ahmet dönemi” SALTANAT DÖNEMİ; 1603-1617 (14 yıl).”
İkincisi, Cizvitlerin İstanbul’daki misyonunun 1628’de “Bu dönem Osmanlıda; 17.Padişah – 96. Halife IV. Murad, SALTANAT DÖNEMİ; 1623-1640 (17 yıl)” geçici olarak askıya alınmasını konu alıyor.
Osmanlı kapitülasyonları, Osmanlı İmparatorluğu’nda yabancılara verilen ekonomik, adli, idari vb. hak ve ayrıcalıklardır. Kapitülasyon kelimesi Latince “şartlar, fasıllar, maddeler” anlamına gelen “capitula” sözcüğünden türemiş olup “teslim olma” anlamı galat-ı meşhurdur.
Osmanlı Devleti’nin verdiği kapitülasyonların çoğu iki taraf için geçerli olsa da ekonomisi güçlü olan taraf kapitülasyonlardan fayda sağlarken ekonomisi zayıf olan taraf kapitülasyonlardan zarar görmüştür.
Osmanlı Devleti’nin verdiği kapitülasyonlara örnek olarak Osmanlı kentlerinde örgütlenebilme hakkı, yabancıların kendi aralarındaki anlaşmazlıklarda konsolosluklara yargı yetkisi tanınması, Osmanlı topraklarında seyahat, taşımacılık ve satış serbestliği, Osmanlı sularında gemi işletme hakkı verilebilir.
Osmanlı vatandaşları da Avrupa devletlerinde, bir Avrupalının Osmanlı ülkesindeki sahip olduğu haklara sahipti. Ancak Osmanlı ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanmaktaydı ve Avrupa ülkelerinde ticaret yapacak herhangi bir kesimi yoktu. Ayrıca Avrupalı devletler kendileri Osmanlı Devleti’ne mal ihraç ederken gümrük vergisi ödememelerine karşın, Osmanlı malları ithal edilirken gümrük vergisi alıyorlardı. Yani fiilen Osmanlı Devleti’ne bir avantaj getirmiyordu.
notlar
. Osmanlı Devletinde, kapitülasyon dönemi ile başlayan misyonerlik hareketleri Osmanlı’nın yıkımını oluşturan başlıca sebeptir ve yıkımına kadar sürmüştür.
. Kapitülasyonları kaldırma sözü 1856’da alınmıştır. Ancak, Osmanlıya verilen bu söz hiçbir zaman yerine getirilmemiştir.
. Osmanlı devleti yabancı tüccarların geçim kapısı olmuş, yabancı tüccarlar Osmanlıya “Semiz ördek” tanımı kullanmışlardır.
. İttihat ve Terakki kapitülasyonları 1911 yılında kaldırmıştır.
.
.
DOĞU İLE BATININ VENEDİKTE BULUŞMASI bir harita ve hakkındaki siyasi bilgiler.. 1534
http://www.turkbilimi.com/t-tea-öğretmen-tiyatro/
.
.
.
.
.
.
.