Şahin Giray Tatar Han-kıral ailesindendir, Osmanlı yönetimindeki Edirne’de doğmuştur.
1745 yılında Edirne’de doğdu. Kırım Hanı II. Devlet Giray’ın torunudur. Çocukluğu Edirne’de geçti, babası Ahmed Giray’ı küçük yaşta kaybedince annesinin gözetiminde öğrenim gördü. Bir süre Selanik’te kaldı.
“Gençlik yıllarında Venedik’e giderek burada batı tarzında eğitim aldı, İtalyanca ve Yunanca öğrendi. Batı kültürüne aşina oldu.”
Amcası Kırım Giray’ın hanlığı döneminde Kırım’a çağrıldı.
“1770’ten itibaren Ruslar’ın Kırım’a yönelik saldırılarıyla başlayan karışıklıklar sırasında Rusya taraftarı grup içinde yer aldı.”
Kırım hanzadeleri adeta birbirlerine düşman vaziyette olup Han olan kimse rakibi olan Han ailesinin ezilmesini istiyordu. Bu nedenle son Kırım hanları kardeş ve kardeş çocukları olduğu halde birbirlerine düşmanlık derecesinde rakiptiler. Rusların birincil hedefi gizli propaganda ile hazırlık yaptıkları Kırım’ın istilası idi. Ruslar, Kırım hanzadelerini elde etmek amacıyla Rus casusları aracılığıyla bazı Kırım hanzadeleri ve mirzalarına gizlice mektuplar gönderip Kırım’ın ileri gelenlerini kendi taraflarına çektiler. Bunun üzerine Kırım ileri gelenleri, Serasker İbrahim Paşa’ya soğuk davranarak bize Osmanlı askerinin lüzumu yoktur diyerek orduya lazım olan araç gereci vermediler. Kırım ileri gelenleri Ruslarla anlaştıktan sonra 30,000 kişilik bir Rus kuvveti Kırım yarım adasını ana karaya bağlayan geçitte yer alan Orkapı’ya hücum etti.
1771 Kırım’ın kilidi olan Orkapı, Osmanlı topçu serdengeçtileri tarafından savunulduğu sırada Ruslarla birlik olan Tatarların kale kapılarını açıp Rusları içeri almasıyla 8 Temmuz 1771’de Ruslar Kırım’a ayak bastılar.
Şahin Giray büyük bir Tatar kuvvetiyle Kırım Seraskeri İbrahim Paşa’nın yanına gelerek Osmanlı askerinin derhal Kırım’dan çekilmesini bildirdi. Osmanlı kuvvetleri kayıklara binerek, Kefe valisi Mehmed Paşa da bir gemi ile Kefe’yi terk etti. Şahin Giray’ın Ruslar ile olan bu işbirliğine hayrete düşen Kırım Seraskeri İbrahim Paşa ise Kefe’yi terk etmeyerek direnme kararı aldı ancak Taman Yarımadası tarafından gelen Ruslar’a esir düştü. Ruslar, Kırım’da Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan Kerç Boğazı’nın her iki tarafındaki Yenikale ve Kerç kaleleri ile Sudak ve Kefe limanı başta olmak üzere tüm stratejik noktaları ellerine geçirdiler.
Çariçe II. Katerina tarafından, kendisine bağlı bir idareci durumunda olacağı düşünülerek uzun süre kollanan Şahin Giray, Rusların yardımıyla han olmakla birlikte Kırım’da bağımsız bir devlet kurma fikrine iyice inanmıştı. Başlangıçta Rusların bağımsızlık vaatlerinde samimi olduğunu düşünüyordu. Çeşitli meselelerle uğraşan ve Rusya ile giriştiği savaştan yenik çıkan Osmanlı Devleti’ne bağlı kalarak Kırım’ın modern tarzda yeniden düzenleneceğine inanmıyordu. Bunun için mevcut kabile hiyerarşisini, iyice kökleşmiş malî ve toplumsal sorunları hesaba katmadan hızlı bir şekilde reformlara girişti. Fakat izlediği siyasetin Kırım’ın Ruslar tarafından işgaline sebep olması adının nefretle anılmasına yol açmış, gerek Kırım Tatarları gerekse de Kırım’ın elden çıkmasını bir türlü kabullenemeyen Osmanlı Devleti idareci ve tarihçileri tarafından gâvur ortağı, hain, kâfir gibi ağır sıfatlarla anılmıştır.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.