1788 AMERİKAN BAŞKANLIK SİSTEMİ TARİHİNİN BAŞLANGICI
1788-1789 ABD başkanlık seçimleri, Amerika Birleşik Devletleri tarihindeki ve dünyadaki ilk başkanlık seçimi. Seçimlerde George Washington ilk ABD başkanı olmuştur. Henüz bir siyasi parti olmamasına rağmen fedarilist görüşü savunan ve bu görüşe karşı çıkan adaylar ikiye bölünmüştür.
Başkanlık sistemi eyaletler yönetim sistemidir, eyaletlere bölünmüş Amerika devletinin adı AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ olarak tanımlanır, başkanlık sisteminde başkan “Türk kağan” sisteminin aynisidir.
1789 AVRUPA’DA FRANSIZ İHTİLALİ
1789 Yılında Fransada ihtilal yapılmış ve bu ihtilalin en öne mli sonucu Yahudi halklarına verilen imtiyazlardır, bu imtiyazlar sonunda Osmanlıda bulunan zengin yahudiler Fransa’ya göç etmişler ve Fransa’yı ekonomi ve dünyanın yönetim merkezi haline getirmişlerdir.
1839 YENİ BİR DEVLET OSMANLI 1. TANZİMAT DÖNEMİ, OSMANLI’NIN YIKILMA BAŞLANGICI
Tanzimât, Osmanlı İmparatorluğu’nda 1839 yılında Tanzimât Fermânı olarak bilinen Gülhane Hatt-ı Şerifi’nin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin adıdır. Sözcük anlamı “düzenlemeler, reformlar” demektir. Batı dillerinde genellikle Osmanlı Reformu (İng: the Ottoman Reform) deyimi kullanılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti bayrağı o yenilenme hareketinde oluşturulmuştur.
1889 YIKILMAYI ÖNLEME İTTİHAT VE TERAKKİ – BİRLİK VE İLERLEME, SİVİL MİLLİ TEŞKİLATI
İttihat ve Terakki Cemiyeti (Osmanlıca: اتحاد و ترقى جمعيتی, romanize: İttiḥād ve Teraḳḳī Cemʿiyeti; güncel Türkçe: Birlik ve İlerleme Derneği),
21 Mayıs 1889’da Askeri Tıbbiye Mektebi’nde İttihad-ı Osmanî Cemiyeti adlı gizli bir örgüt olarak kuruldu. Daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti adını alacak örgüt, aynı devirde kurulmuş irili ufaklı diğer pek çok örgütle birleşerek Osmanlı coğrafyasında dönemin en güçlü teşkilatı haline geldi, sonraları İttihat ve Terakki Fırkası (Osmanlıca: اتحاد و ترقى فرقه سی, romanize: İttiḥād ve Teraḳḳī Fırḳası; güncel Türkçe: Birlik ve İlerleme Partisi), 1908-1918 yılları arasında faaliyet gösteren siyasal hareket ve siyasi partidir.
1908-1920 YENİ BİR DEVLET OSMANLI 2. TANZİMAT VE 1. DÜNYA SAVAŞI – OSMANLININ YIKIM DÖNEMİ
İkinci Meşrutiyet (Osmanlıca: ايکنجى مشروطيت), Osmanlı Anayasası’nın, 30 yıl askıda kaldıktan sonra, 23 Temmuz 1908’de yeniden ilan edilmesiyle başlayan ve Mebuslar Meclisi’nin Sultan Vahdettin tarafından 11 Nisan 1920’de tasfiyesi ile sona eren dönemdir. İngiliz birliğinde; Fransa, İngiltere, Amerika ve Rusya vardır, Alman birliğinde; Almanya, Avustuya-Macaristan, Osmanlı devleti vardır, 1. Dünya Savaşı bu iki gurup arasında olmuştur, yani 1.Dünya Savaşı; İngiliz birliğinin Osmanlı Türk devletini ortadan kaldırma savaşı’dır, savaşın sonunda Osmanlı Türk devleti ortadan kaldırılmıştır.
1. Dünya Savaşından hükmen yenik kabul edilen Osmanlı devletinde Alman taraftarı Enver Paşa ordusu İngilizler tarafından tasfiye edilmiştir, orduda İngiliz taraftarları kalmıştır ve ardından Osmanlı devletine son verilmiştir.
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/5332 OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA ALMAN-İNGİLİZ NÜFUZ
MÜCADELESİ
1. DÜNYA SAVAŞINI YÖNETEN OSMANLI PAŞASI; ENVER PAŞA
Enver Paşa (Osmanlıca: انور پاشا, doğum adı: İsmail Enver, اسماعيل انور; d. 23 Kasım 1881 veya 6 Aralık 1882 – ö. 4 Ağustos 1922)
Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında etkin olan Osmanlı askeri ve siyasetçisi.
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önemli önderleri arasında bulunmuş
1912 Türk Ocaklarının ilk Başbuğudur
1914’te Almanya ile askerî ittifaka önayak olarak Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesine öncülük etmiş, savaş yıllarında Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili sıfatıyla askerî politikayı yönetmiştir. Bu savaş sırasında meydana gelen Ermeni Tehciri‘ni hazırlayanlardan biridir.
I. Dünya Savaşı’nın yenilgi ile sonuçlanması üzerine Almanya ve Rusya’da Türk halklarının bir araya getirilmesi amacıyla pek çok mücadelede bulunmuştur. Orta Asya’da Basmacı Hareketi’nin başına geçerek Bolşeviklere karşı savaşmıştır.
1916 MTTB- Milli Türk Talebe Birliğini kurmuştur.
1917 Yıldırım Orduları’nı kurmuştur.
1918 İngilizlerin İstanbul işgali ile Almanya’ya oradan Asya’ya geçmiş ve Asya’da Türk Turan devleti kurmuştur.
4 Ağustos 1922’de bir çatışma esnasında Bolşevikler tarafından öldürülmüştür.
1912 OSMANLI TÜRK OCAKLARI
Osmanlı devleti Halifesi 1912 yılında “Türk Ocakları” teşkilatını kurmuş ve yönetimine İsmail Enver Paşayı “Başbuğ” olarak atamıştır, bu hareket Osmanlı’nın milli bir devlete doğru yapılan ilk adımlarıdır..
Türk Ocakları tamgası “bozkurt” Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunun tamgası olarak ta kullanılmıştır.
Bu sivil kuruluşun amacı askeri savaşta tükenmiş olan orduya sivil ordu ile destek oluşturmaktır.
1915 ÇANAKKALE DÜNYA SAVAŞI
Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. Enver Paşa dünyaya karşı yapılan savaşı yönetmiştir. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya ile güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul’u zapt etmek suretiyle Almanya’nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletleri’ni zayıflatma amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı’nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.
Bu savaş sonrası tarihe ÇANAKKALE GEÇİLMEZ ruhu oluşmuştur, bu savaş Osmanlı Tarihinin en şanlı destan yazdıran savaşıdır.
1916 MİLLİ TÜRK TALEBE BİRLİĞİ
Millî Türk Talebe Birliği (kısaca MTTB), 14 Aralık 1916 yılında Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı içerisinde iken Dar’ül Fünun (üniversite) gençliğini bir araya getirmek amacı ve Türkçü bir düşünce ile İttihat ve Terakki Fırkası tarafından kurulmuştur.
1936 Millî Mücadele döneminde sessizliğe bürünse de cumhuriyetin ilk yıllarında yeniden etkin olmuştur. Birlik 1936 yılında izinsiz düzenlediği “Hatay’ın ilhakını destek mitingi” nedeniyle kapatıldı.
Millî Türk Talebe Birliği (kısaca MTTB), faaliyet gösterdiği dönemlerde birbirine zıt sağ veya sol ideolojileri benimsemiş bir öğrenci birliği.
1946 yılında on yıllık bir aradan sonra Edebiyat Derneği Başkanı Reha Köseoğlu, Hukuk Derneği Başkanı Tahsin Atakan, Tıp Derneği Başkanı Rehai İslam tarafından, merkezi İstanbul’da olmak üzere, Türk Talebe Birliği adıyla tekrar kuruldu.
1980’e kadar pek çok farklı görüşü içerisinde barındıran bir öğrenci hareketi olan MTTB 12 Eylül Darbesi sonrasında diğer tüm sivil toplum kuruluşları gibi kapatıldı.
1916 yılında kurulan MTTB, 1936 yılına kadar Türkçü, milliyetçi ve Atatürkçü görüşleri temsil etmiştir. Çok partili siyaset ile, 1946 yılından 1965 yılına kadar Atatürkçü-milliyetçi çizgisini devam ettiren birlik, 1960-1965 yılları arasında yer yer sol görüşlere de eğilim göstermiştir. 1960’tan kapatıldığı 1980 yılına kadar ise siyasal İslamcı bir kimliğe sahip olmuştur.
Bu sivil Öğrenci teşkilatı hem Osmanlı hem de Kurtuluş savaşında savaşa katılmıştır, türkülerde “Hey on beşli on beşli” diye ağıtlar yakılmıştır.
1917 OSMANLI DEVLETİ YILDIRIM ORDULARI
Yıldırım Ordular Grubu (Almanca: Heeresgruppe Yıldırım), I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti’nin Filistin-Suriye-Irak cephelerini savunmak için teşkil ettiği ordular grubu. 24 Haziran 1917 tarihinde Halep’te, Enver Paşa’nın başkanlığında Osmanlı ve Alman komutanlarının katılmasıyla yapılan toplantıda, General Falkenhayn’ın komutanlığında “Yıldırım Ordular Grubu” (“Heeresgruppe Yıldırım”) kurulması kararlaştırıldı. Bu yeni düzenleme Filistin-Suriye-Irak cephelerini, bünyesinde bir araya getirecekti.
1. DÜNYA SAVAŞININ SONU, HÜKMEN MAĞLÜP OSMANLI İMPARATORLUĞU VE İNGİLİZ OSMANLI İŞGALİ
1917 Yılında 1.Dünya savaşı sona ermiş, Çanakkale’de yenilmeyen Osmanlı Devleti hükmen mağlup sayılmış ve İngilizler İstanbul’u işgal ederek Osmanlı devletine çökmüşlerdir. Bu işgali milliyetçi vatanseverler düşmanca davranış kabul ederken Osmanlının içerisindeki İngiliz sevdalıları İngiliz Muhipler Cemiyeti adı altında İngiliz işgalinin destekçisi olduklarını göstermişlerdir..
1918 MÜDAFAAYI HUKUK CEMİYETLERİ
1919’un ilk aylarında, başta iktidardan düşmüş İttihat ve Terakki Fırkası’nın yerel düzeydeki önderlerinin gayretiyle şekillenmeye başlayan cemiyetlerin kuruluş süreci, işgallerin de tetiklemesiyle ve özellikle İzmir’in İşgali sonrasında Osmanlı halkı arasında derin tepkilerle hız kazandı. Bunun sonucunda Türkiye’nin farklı bölgelerinde aynı anda birkaç yurtsever cemiyet kuruldu. Osmanlı hükûmetine muhalif olan eski İttihat ve Terakki Fırkası üyelerinin yanı sıra milliyetçi askerler ve aydınlar bu cemiyetlerde etkindi ve seslerini protesto, miting ve yayıncılık gibi barışçı yöntemlerle duyurmak için mücadele ediyorlardı.
Şarkî Anadolu Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti (Doğu Anadolu)
İzmir Müdâfaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti (İzmir)
İstihlası Vatan Cemiyeti (Manisa)
Trakya-Paşaeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti (Doğu Trakya)
Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye Cemiyeti (Trabzon)
Kilikyalılar Cemiyeti (Adana-Mersin)
Hareket-i Milliye ve Redd-i İlhak Teşkilatları (İzmir)
Adana Vilayeti Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti (Adana)
Kozan Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti (Kozan)
Anadolu Kadınları Müdâfaa-i Vatan Cemiyeti (kadın teşkilatı)
Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (Samsun)
MONDOROS MÜTAREKESİ
31 Ekim 1918 Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşından mağlup olarak çıktı. Mondros Mütarekesi yürürlüğe girdi.
OSMANLININ KURTULUŞ SAVAŞINI BAŞLATAN SİLAHLI SİVİL BİRLİKLERİ KUVAYI MİLLİYE
19 Aralık 1918 Kuvâ-yi Milliye (Osmanlıca: قواى مليه, Türkçe: Ulusal Güçler), Anadolu’nun Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Ermeni birliklerince işgal edildiği ve Mondros Mütarekesi sonrasında Türk ulusuna ağır koşulların dayatıldığı dönemde, çeşitli yörelerde Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı günlerde doğan bir millî direniş örgütüne verilen isimdir. Kuvâ-yi Milliye, Kurtuluş Savaşı’nın ilk silahlı savunma kuruluşudur.
MALTA SÜRGÜNÜ VE MUSTAFA KEMALİN SAMSUNA ÇIKIŞI VE MİLLİ GENÇLİK SİPOR BAYRAMI
19 Mayıs 1919 İngilizler Enver Paşa ordu yönetimini Malta’ya sürmüş ve Mustafa Kemal’i Karadeniz’deki En önemli sivil silahlı gücü Topal Osman ve çetelerini yok etme mücadelesi için Samsuna göndermişlerdir.
MUSTAFA KEMAL VE TOPAL OSMAN KURTUILUŞ SAVAŞI
19 May 1919 – 24 Tem 1923, Mustafa Kemal Topal Osman ile birleşerek Kurtuluş Savaşını oluşturmuştur.. bu savaş sonrasında Türkiye topraklarında Yunan askeri gücü yok edilmiştir.
1920 KURULUŞ DÖNEMİNDE TÜRKİYE CUMHURİYETİ YÖNETİM ŞEKLİ
29 Ekim 1920 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda yapılan değişikliklerin kabulü ile Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ilan edilmiş oldu.
Cumhuriyet yönetim şekli;
Milli meclise seçilen bölge millet vekillerinden olşmuş vekiller meclisi oluşturur..
Meclis çoğulculuk sistemine göre çalışır.
Vekillerin seçtiği meclis başkanı, bakanlar, başbakan ile kabineyi oluşturur..
Başbakanın seçtiği Cumhur Başkanı partilerden ve meclisten bağısız bütün devletin başkanıdır..
Cumhur başkanının seçtiği Genel Kurmay Başkanı askeriyenin ve milli güvenliğin başkanıdır..
Bütün yönetim zinciri birbirinden sorumlu ve yetkilidir, verilecek kararlara yönetim zincirinin tümden katılım olması gerekir, böyle bir sistemde milli olmayan karaların alınması önlenmiş olunur..
1921 “KORKMA” DİYE BAŞLAYIP, “HAKKIDIR HAKKA TAPAN MİLLETİMİN İSTİKLAL” DİYE BİTEN BAĞIMSIZLIK MARŞININ KABULU
Mehmet Âkif, Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey’in kendisine yazdığı 5 Şubat 1921 tarihli davet mektubundan sonra fikrini değiştirerek Ankara’daki Taceddin Dergâhı’ndaki odasında, Türk ordusuna hitap ettiği şiiri kaleme aldı ve Bakanlığa teslim etti.
İstiklâl Marşı, 17 Şubat 1921 tarihinde Hâkimiyet-i Milliye ve Sebilürreşad gazetelerinde yayımlandı, on iki gün sonra ise Konya’da Öğüt gazetesinde yer aldı.
12 Mart 1921’de Mustafa Kemal’in başkanlığını yaptığı Meclis oturumunda tartışmaya açıldı. Mehmet Âkif’in şiiri, Meclis kürsüsünde Hamdullah Suphi Bey tarafından okundu. Şiir okunduğunda milletvekilleri büyük bir heyecana kapıldı ve diğer şiirlerin okunmasına gerek görülmedi. Bazı mebusların itirazlarına rağmen Mehmet Akif’in şiiri coşkulu alkışlarla kabul edildi.
1921 BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL PAŞA
Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele döneminde Kütahya ve Eskişehir Muharebelerinden sonra TBMMnin 5 Ağustos 1921 tarihli kanunuyla ve üç ay süreyle Türk Ordusunun Başkomutanlığına getirilmiştir.
1922 BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHABERESİ – 30 AĞUSTOS KURTULUŞ SAVAŞI – MİLLİ ZAFER BAYRAMI
26 Ağu 1922 – 30 Ağu 1922 Başkumandanlık Meydan Muharebesi ya da Dumlupınar Meydan Muharebesi, Kütahya’ya bağlı Dumlupınar yakınında 30 Ağustos 1922’de Türk ve Yunan orduları arasında meydana gelen savaştır. Başkumandan Mustafa Kemal Paşa tarafından şahsen yönetildiği için Başkumandanlık Meydan Muharebesi olarak anılır.
1923 TÜRKİYE CUMHURİYETİ HIRİSTİYAN-MÜSLÜMAN MÜBADELE ANTLAŞMASI
30 Ocak 1923 yılında Lozan Barış Antlaşması’na ek olarak yapılan sözleşme uyarınca Türkiye Cumhuriyeti ve Yunanistan Krallığı’nın kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine tehcir ve zorunlu göçe tabi tutmasına verilen addır. Göçe tabi tutulan kişilere ise mübadil denir.
Bu göçte sadece Hıristiyan halklar Türkiye topraklarından Yunanistan’a gönderilmiş ve yine Yunanistan’dan sadece Müslüman olan Türk halkları Türkiye cumhuriyetindeki onların yerleşim yerlerine yerleştirilmiştir.
Türkiye topraklarında Karadeniz’deki Kuman-Kıpçak Hıristiyan Türkleri ve Hıristiyan olan Karaman Türkleri Yunanistan’a mübadele antlaşması ile zorunlu olarak gönderilmiştir.
1923 TOPAL OSMAN’IN ÖLDÜRÜLMESİ
Hacı Topal Osman Ağa, Kurtuluş Savaşı’nda Doğu Karadeniz’de faaliyet gösteren mahallî milis güçlerinin reisi ve muhafız taburu komutanı. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Giresunlular’dan oluşan muhafız kıtasının komutanıdır.
Topal Osman Ağa, Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra mevcudu takviye edilen 47. Alay’ın komutanı olarak Büyük Taarruz’a katıldı. Zaferden sonra yarbay rütbesi ve istiklal madalyası ile onurlandırıldı. 21 Aralık 1922’de döndüğü memleketi Giresun’da büyük bir coşku ile karşılandı.
Topal Osman, 27 Mart 1923 tarihinde Ankara’da aniden ortadan kaybolan milletvekili Ali Şükrü Bey’in öldürülmesinden sorumlu tutuldu., bu olaydan sonra Mustafa Kemal ile çatışma hareketi başladı.
“Milli Mücadele’nin lideri tehdit altındaydı. Kısa bir tartışma yaşandı. Önemli olan Mustafa Kemal Paşa’nın yaşamıydı.”
Yeni kurulan muhafız birliği tarafından 1 Nisan 1923 gecesi Papazın Bağı’ndaki evinde kıstırılan Topal Osman Ağa ve adamları, bütün gece çatıştı. Topal Osman, yaralı olarak ele geçirildi. Öldürülmesi; Papazın Bağı’ndaki baskından yaralı olarak ele geçirilmiş ancak İsmail Hakkı Tekçe tarafından başı gövdesinden ayrılmak suretiyle kesilerek öldürülmüştür ve bilahare Çankaya yakınlarına gömülmüştür. 2 Nisan 1923, Ankara.
1923 ATATÜRKÜN KURDUĞU İLK PARTİ, TCF.. CHF..CHP.. HP.. SHP.. SODEP.. CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ
9 Eylül 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde kurulan ve Türkiye’de faaliyet gösteren bir siyasi partidir.
17 Kasım 1924 tarihinde Terakkiperver (gelişme, ilerleme, yükselme sevgisi) Cumhuriyet Fırkası’nı (TCF) kurdular, adı “Cumhuriyet Halk Fırkası” CHF olarak değiştirildi. 29 Mayıs 1935 tarihinde 384 milletvekili ve 160 il delegesi ile toplanan Dördüncü Kurultay’da partinin adı, Dil Devrimi’nin getirdiği yeni anlayış uyarınca Cumhuriyet Halk Partisi olarak değiştirildi.
1980 ihtilalinde kapatıldı, ve HP.. SHP.. SODEP. isimleri ile tekrar açıldı ve daha sonra CHP ismine geri döndü.
1923 YENİ BİR DEVLET TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN İLK SEÇİMİ VE BAŞKANLIK SİSTEMLİ CUMHURİYETİN İLANI – CUMHURİYET BAYRAMI
29 Ekim 1923 günü gerçekleşen oturumunda Mustafa Kemal’in hazırladığı anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesiyle Türkiye Devleti’nin yönetim şeklinin cumhuriyet olarak belirlenmesidir.
Kurulan cumhuriyette Mustafa Kemal “Partili Cumhurbaşkanı” olarak bulunmaktadır ve tek partili yönetim dönemidir.
1924 MÜSLÜMANLIĞIN BAŞ YÖNETİMİ HİLAFET – HALİFELİĞİN KALDIRILMASI
Halifeliğin kaldırılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 3 Mart 1924 tarihinde çıkardığı kanunla halifelik makamını kaldırmasıdır.
Devletin laikleştirilmesi yolunda yapılmış siyasi bir devrimdir.
Bu karar ile 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı padişahlarının taşıdığı; son Osmanlı padişahı Vahdettin’in ülkeyi terk etmesinden sonra TBMM tarafından Abdülmecid Efendi’ye verilmiş olan halifelik unvanı ortadan kalkmıştır, bu kanun ile Müslümanlar ikinci defa başsız kalmıştır, bu görevi başka bir devlet üslenmemiştir. not; Hıristiyanlığın başı Vatikan hala görevini yapmaktadır.
1924 GELİŞİMCİ CUMHURİYET PARTİSİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN İLK MUHALEFET PARTİSİ
17 Kasım 1924 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (Osmanlıca: ترقی پرور جمهوریت فرقه سی, romanize: Teraḳḳīperver Cumhūriyet Fırḳası; güncel Türkçe: İlerici Cumhuriyet Partisi), Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk muhalefet partisiydi. Mustafa Kemal Paşa’nın eski silah ve dava arkadaşları olan Kâzım Karabekir, Rauf (Orbay) Bey, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Refet (Bele) Paşa ve Adnan (Adıvar) Bey’in öncülüğünde, 17 Kasım 1924’te kurulmuştur. Parti tüzüğünde cumhuriyet ilkesinin, liberalizmin ve demokrasinin benimsendiği belirtilirken aynı zamanda dini inançlara da saygılı olunduğu açıklanmıştır.
Mustafa Kemal Paşa’nın
“Hem parti üyesi hem de cumhurbaşkanı olmasına, partili cumhurbaşkanlığına karşı olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, tarafsız cumhurbaşkanlığını savunmuştur. ”
“Mustafa Kemal’in kurduğu ilk yönetim sistemi bu özelliği ile Amerikan Başkanlık sistemi ile aynidir…”
Parti üyeleri, tek partili muhalefetsiz bir sistemin otoriter yönetime kayacağı endişesi barındırdıklarını ve bunun önlenmesi için böyle bir harekete giriştiklerini belirttiler.
CUMHURİYET KURULURKEN MUHALEFETE YAPTIRIMLAR VE İSTİKLAL-BAĞIMSIZLIK MAHKEMELERİ
Takrir-i Sükûn yasası; İsmet Paşa 3 Mart’ta yeni hükûmeti kurdu. Yeni hükûmet ilk iş olarak Takrir-i Sükûn yasası’nı Meclis’ten geçirdi
Kasım 1924 Takrir-i Sükûn yasası Hükûmete olağanüstü yetkiler veren yasa çıkarıldı. Yasa tasarısının Meclis’teki müzakereleri sırasında sadece Başvekil İsmet Paşa söz almıştır. İsmet Paşa, asıl tehlikenin “memleketin umumî hayatında hâsıl olan (ortaya çıkan) teşevvüş (karışıklık) ve tezebzüb (kararsızlık)” olduğunu söylemiştir.
İstiklal Mahkemeleri; biri isyan bölgesinde, öteki Ankara adını taşımakla birlikte yurdun geri kalan bölgelerinde çalışmak üzere iki de İstiklal Mahkemesi kurulmasını kararlaştırdı.
Şubat 1925’te baş gösteren Şeyh Said İsyanı dolayısıyla Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası iktidar tarafından eleştirilere maruz kalmıştır. Dönemin başbakanı Ali Fethi Okyar istifa etmiş ve güvenoyu alarak başbakan olan İsmet Paşa Takrir-i Sükun kanununu yürürlüğe koyarak basına ciddi cezalar kesilmesinin yolunu açmıştır. Bu arada TCF’nin kapatılması süreci hızlanır. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 5 Haziran 1925’te kapatılır.
14 Haziran 1926’da İzmir Suikastı sonrasında bazı paşalar tutuklanır ve idam hükmüyle yargılanır.
Fakat içlerinde Kâzım Karabekir ve Ali Fuat Paşa gibi İstiklal Savaşı’na katılanların da bulunduğu bu komutanlar, Türk ordusu subaylarının protesto gösterileri sonucu, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın “özel affı” ile idamdan kurtulmuşlardır.
1927 23 NİSAN MİLLİ ÇOCUK BAYRAMI
TBMM’nin kuruluşunun 1921’den itibaren 23 Nisan’ın “23 Nisan Millî Bayramı” adıyla ülkenin ilk millî bayramı olarak kutlanışı,
1922 yılının 1 Kasım günü saltanatın kaldırılışı nedeniyle 1 Kasım’ın “Milli Hakimiyet Bayramı” olarak kutlanışı;
Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin herhangi bir yasa olmaksızın, 1927’dan itibaren “Çocuk Bayramı” düzenleyip kutlaması.
“Dr. Fuat Umay, 30 Haziran 1921 tarihinde kurulan Himaye-i Etfal Cemiyetinin kurucuları arasında yer almış ve uzun süre genel başkanlık yapmıştır. Dr. Fuat Bey, Bolu milletvekilliği sırasında Himaye-i Etfal Cemiyeti’ne gelir getirici birçok çalışmanın adımını atmıştır. Bolu milletvekili Dr. Fuat, Tunalı Hilmi Bey, Üsküdar milletvekili Neşet, İzmir milletvekili Yunus Nadi, Sivas milletvekili Vasıf, Karahisar-ı Sahib (Afyon) milletvekili Ali Çetinkaya, 4 Şubat 1922 tarihinde Meclis’e bir teklifte bulunarak; PTT Müdüriyet-i Umumiyesinin mektup zarfı, kartlar ve kartpostallarına birer kuruş zam yapılarak gelirinin Himaye-i Etfal Cemiyetine bırakılmasını istemişlerdir. Teklif encümende reddedilmiş, daha sonra söz alan Mersin milletvekili Selahattin Bey’in kanuna gerek olmadığı, konunun tavsiye kararı ile çözümlenebileceğini belirtmesi üzerine, Posta ve Telgraf Müdüriyet-i Umumiyesine tebliğ edilmiştir.
Dr. Fuat Umay, siyasi yaşamı sırasında Himaye-i Etfal Cemiyetine gelir getirmesi amacıyla, Meclis’e birçok teklif getirmiştir. Bunlardan başlıcaları şunlardır;
– Himaye-i Etfal Cemiyetinin Posta Ücretlerinden Muaf Tutulması Hakkındaki Teklif: 1926’da yasalaşarak yürürlüğe girdi.
– Ankara Şengül Hamamı Caddesindeki Bir Arsanın Himaye-i Etfal Cemiyeti’ne Bırakılması Hakkındaki Teklif: Dr. Fuat Bey ve doksan altı arkadaşının verdiği teklifle, devlete ait Numune Mektepleri karşısındaki (SHÇEK Genel Müdürlüğü’nün şu andaki yeri) beşbin metre karelik arsanın Himaye-i Etfal Cemiyetine bağışlanması 3 Mart 1925 tarihinde yasalaşarak yürürlüğe girdi.
– Himaye-i Etfal Cemiyetinin Damga Vergisinden Muaf Tutulması Hakkındaki Teklif: 1926’da Yasalaşarak yürürlüğe girdi.
– Himaye-i Etfal Cemiyetinin Gelirlerini Arttırmak Maksadıyla Para İle İşleyen Otomatik Makinaların İmtiyazının Alınması Hakkındaki Teklif: Yasalaşarak yürürlüğe girdi.
– 23 Nisan Çocuk Bayramı Münasebeti İle Şefkat Pulu Kullanılması Hakkındaki Teklif; Dr. Fuat Bey ve 9 arkadaşı 9 Nisan 1932 tarihinde Meclis Başkanlığına teklifte bulunarak, 20-30 Nisan tarihleri arasında mektup ve telgraflara “Çocuk Şefkat Pulu” yapıştırılmasını istedi. 11 Nisan 1932’de kabul edilen yasa ile uygulama yürürlüğe girdi.”
Her yıl 23 Nisan’da ÇOCUK BAYRAMI adıyla kutlanmaktadır.
1927 4 OKLU İLKE
1927’de cumhuriyetçilik, halkçılık, laiklik ve milliyetçilik olarak tanımlanan dört ilke ile kurulmuştur. bu dört tanımı inceleyelim..
Cumhuriyetçilik; Bütün halkın katılım hakkı, bu yasa ile kadınlar, miras hakkı, seçme hakkı gibi haklara sahip olmuştur
Milliyetçilik; Millet kavramının oluşması Milliyetçilik 1912 yılında Osmanlı devletinde kurulan “Türk Ocakları ile başlayan süreçtir, tamgası bozkurttur”, Cuhuriyetin kuruluş yıllarında devlet ve özel bütün kurumlarda bozkurt tamgası görülmektedir.
Halkçılık; Halkın sosyal istekleri hakkı, bu hak sosyalist rejimlerdeki örnek haktır.
Laiklik; İnançların devlet yönetiminden ayrı tutulması hakkı, bu hak sosyalist rejimlerdeki haklardandır.
1928 TÜRK ALFABESİ HARF DEVRİMİ
Harf Devrimi, Türkiye’de 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun”un kabul edilmesi ve yeni alfabenin yerleştirilmesi sürecine genel olarak verilen isimdir. Yasa, 3 Kasım 1928 günü Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yasanın onaylanmasıyla o güne değin kullanılan Arap harfleri esaslı Osmanlı alfabesinin geçerliliği son buldu ve Latin harflerini esas alan Türk alfabesi yürürlüğe kondu.
1931 4 OKLU İLKENİN 6 OKLU İLKEYE YÜKSELTİLMESİ
10 Nisan 1931 tarihinde yapılan Olağanüstü Kurultay’ında Türk Ocakları ve yayın organı Türk Yurdu kapatılır, kapatılan Türk Ocakları’nın mallarının tasfiyesi için komisyon kurulmuş ve bu komisyon bütün ocakların kapatılması ve mallarının tasfiye işlemlerini gerçekleştirmiştir. Bu mallardan taşınmazların bazıları satılmış ve bir kısmı da CHF ye devredilmiştir. Bu hareket yeni kurulan Cumhuriyet’te Milliyetçilik kavramının terk edilmesi anlamına gelebilir, bunun sebebi Mustafa Kemalin Kominist Rusya ilişkileridir.
10-18 Mayıs 1931 tarihlerindeki üçüncü parti kurultayında devletçilik ve inkılapçılık ilkeleri eklenerek “altı ok” kavramı benimsenmiştir, bu ilave edilen iki tanımı inceleyelim..
Devletçilik; Devletin güçlü olması için birçok büyük üretim kuruluşunun devlete ait olması, “bu özellik sosyalist rejimlerdeki özelliktir” Mustafa Kemali’n yeni Sovyet rejimi ile işbirliği döneminin sonucudur ve devleti güçlendirme özelliği taşır, bu özelliği ile yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti kısa zamanda güçlü bir ülkeye dönüşmüştür.
İnkılapçılık; Devletin yenilenmesinin devamı, “bu özellik devletin kurulum döneminin devamı özelliğidir.”
Şubat 1937’de yapılan bir anayasa değişikliğiyle bu ilkeler Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na da eklenmiştir.
Mustafa Kemal kurduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ devletindeki sosyal özellikler günümüzde dahi birçok medeni ülkede hala oluşamamıştır, hem sosyalist devletlerdeki devlet gücü oluşumu ve insan hakları hem kapitalist devletlerdeki ekonomik insan hakları gerektiği en mükemmel sosyal güvenceler ile donatılmıştır.. Kominst ve Kapitalist sistemlerin karması bir yönetim oluşturulmuştur.
“Hem parti üyesi hem de cumhurbaşkanı olmasına, partili cumhurbaşkanlığına karşı olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, tarafsız cumhurbaşkanlığını savunmuştur. ”
1938 ATATÜRKÜN ÖLÜMÜ BOZKURT BAĞIMSIZLIK TAMGASININ DA ÖLÜMÜDÜR
10 Kasım 1938 de Mustafa Kemal ölmüştür, Atatürkün ölümü ile 2. Dünya Savaşına girilmiştir, bu tarihten sonra güneş dil teorisi, bozkurt bağımsızlık tamgası gibi bir çok kuruluş özelliği kaldırılmıştır, devletin ve milletin tamgası bozkurt yavaş yavaş terk edilmeye başlamıştır, Asya’daki Türkler soykırım ve asimile edilmiştir.
1939-1045 ASYA TÜRKLERİNİ ORTADAN KALDIRAN 2. DÜNYA SAVAŞI VE HÜKMEN MAĞLÜP TÜRKİYE CUMHURİYETİ
TARAFLAR; BATI BİRLİĞİ; Fransa, İngiltere, Amerika, Rusya, Çin. KARŞI BİRLİK; Almanya, İtalya, Japonya. SAVAŞA GİRMEYEN; Türkiye
Bu savaş sonunda Dünya DOĞU-BATI iki bloklu yönetime sahip olmuş, Asyada Türkler Doğu Blokunun içersinde eritilmiş, Büyük rusya, Büyük Çin ve Büyük İran kurulmuştur, bu kuruluşları savaşı kazanan Fransa, İngiltere, Amerika, Rusya, Çin – Batı Bloku oluşturmuştur. Ayrıca Osmanlıdaki hilafetin kaldırılması ile Müslüman birliği de ortadan kaldırılmıştır.
1945 TÜRKİYE’DE ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ
Türkiye’de çok partili dönem, 1945 yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) dışında ikinci bir partinin -Nuri Demirağ liderliğindeki Millî Kalkınma Partisi (MKP)- kurularak 1946 genel seçimlerine çok partili sistemle gidilmesi ile başlamıştır. Cumhuriyet’te çok partili hayat bundan önce Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF; 1924-25) ve Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF; 1930) ile başlamış lakin bu partilerin ömürleri çok kısa olmuştur.
1945 TEK YÖNETİM İLE DÜNYAYI YÖNETME TEŞKİLATI “BİRLEŞMİŞ MİLLETLER” TEŞKİLATI
Birleşmiş Milletler (UN – United Nations), 24 Ekim 1945’te Amerika tarafıdan kurulmuş; dünya adaletini, güvenliğini korumak ve uluslararasında ekonomik, toplumsal ve kültürel birliği oluşturmak için kurulan örgüttür.
Birleşmiş Milletler kendini “adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş” olarak tanımlamaktadır, bu tanım resminde görüldüğü gibi, Amerikan yönetiminin “yönetimde küreselleşme” tanımıdır, Türkiye Cumhuriyeti bu teşkilatın üyesidir.
1949 2. DÜNYA SAVAŞINA KATILMAYAN TÜRKİYE’YE YAPTIRIMLAR
Fulbright Amerikan mandacılığı anlaşması; eğitim ve kültürel değişim yoluyla ülkelerin sosyal yapısını yönetmek ve değiştirmek.
Fulbright Programı, 1946 yılında, İkinci Dünya Savaşı sonrası, Amerika Birleşik Devletleri Senatörü J. William Fulbright’ın eğitim ve kültürel değişim yoluyla, ülkeler arasında ortak bir anlayış geliştirmek amacıyla Amerikan Kongresi’ne sunduğu bir kanun teklifiyle başlatılmıştır.
1949 Fulbright Amerikan mandacılığı Türkiye anlaşması; Fulbright Programı, Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye arasında kültürler arası ilişkileri, kültürel diplomasiyi ve kültürler arası yetkinlikleri bilgi ve beceri alışverişi yoluyla geliştirmeyi amaçlayan Amerika Birleşik Devletleri Kültürel Değişim Programlarından biridir. 2. Dünya Savaşına katılmayan Türkiye’ye mağlup devlet gibi kurallar getirilmiştir., 1950 de hükümet değişmiş ve yeni Adnan Menderes hükümeti Amerika’nın bütün isteklerini yerine getirmiştir.
1949 NATO- KUZEY ATLANTİK (KUZEY AMERİKA) BATI ASKERİ İTTİFAK GURUBU
Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, North Atlantic Treaty Organization, NATO; Fransızca: Organisation du traité de l’Atlantique nord, OTAN) 4 Nisan 1949’da 12 ülke tarafından imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması’na dayanarak kurulan ve farklı dönemlerde 19 ülkenin daha katıldığı uluslararası askerî ittifaktır.
2. Dünya tarafından ikiye bölünen dünya yönetiminde Amerikanın batıyı temsil eden askeri birlik gücü.
HER ON YILDA YENİLENEN TÜRKİYE
1950 yılında yönetim değişikliğine giden Türkiye her 10 yılda bir askeri darbeler dönemine girmiştir 1960, 1970, 1980…..
Askeri darbeler ile değiştirilemeyen Türkiyede sivil darbeler dönemi başlamıştır, bunlar genellikle seçim yoluyla yapılmıştır.. seçim ile yapılan darbelerin savunması ise halkın onları seçtiğidir, halbuki dünyanın en faşist rejim diktatörü ilan edilen Hitler seçim ile gelmiş bir yöneticidir.
1955 VARŞOVA BATI ASKERİ İTTİFAK GURUBU
Varşova Paktı, 14 Mayıs 1955 tarihinde Varşova’da, sekiz sosyalist ülkenin imzaladığı “Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Antlaşması” ile kurulan askeri ve siyasal birlik, NATO karşıtı kurulmuş doğu askeri birliği.
1 Temmuz 1991’de dağıtıldı ve böylece savaş sonrası Avrupa’sının iki kutuplu yapısı askeri bakımdan da tarihe karışmış oldu, fakat Amerikanın NATO paktı hala ayni görevini sürdürmektedir, bu durumda NATO nun görevi bütün dünyayı yönetme görevidir.
2017 YENİ BİR DEVLET TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE TEKRAR PARTİLİ “BAŞKANLIK YÖNETİM SİSTEMİ” NE GEÇİŞ
16 Nisan 2017 Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, Türkiye’de 16 Nisan 2017 Referandumu’ ile kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan kuvvetler ayrılığına dayalı başkanlık tipi bir hükûmet sistemidir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde seçilen Cumhurbaşkanı hem parti üyesi hem de cumhurbaşkanı olarak görev yapmaktadır, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda 17 Kasım 1924 tarihinde kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulan “Hem parti üyesi hem de cumhurbaşkanı olmasına, partili cumhurbaşkanlığına karşı olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, tarafsız cumhurbaşkanlığını savunmuştur. ” Parti üyeleri, tek partili muhalefetsiz bir sistemin otoriter yönetime kayacağı endişesi barındırdıklarını ve bunun önlenmesi için böyle bir harekete giriştiklerini belirttiler. Bu özelliğiyle Yeni Türkiye diye tanımlanan bu sistem aslında Mustafa Kemal döneminin Türkiye Cumhuriyeti kuruluş hareketi ile ayni özelliktedir..
Günümüzde göz ardı edilen ve hiç bir şekilde gündeme getirilmeyen bu özellik aslında Osmanlı Devletinin Cumhuriyet dönemindeki geçiş döneminde ayni şekilde yaşanmıştı…. günümüz Türkiye Cumhuriyeti kuruluş tarihi ayni özellikleri ile tekrar etmektedir, tarih geri sarmıştır…
Başkanlık sistemleri ile yönetimler incelendiğinde bütün başkanlık sistemlerinde halk ikiye bölünmüştür, başkanlık sistemleri harici güçlerce desteklenmiştir..
BAŞKANLIK SİSTEMİ; TÜM YÖNETİM YETKİLERİ ELİNDE OLAN “SEÇİLMİŞ KIRALLIK” TIR…
Kırallıktan en büyük farkı babadan oğula geçmemesidir, fakat bazı ülkelerde seçim ile babadan oğula geçmektedir, bu sistem “eyalet sistemleri” ile yönetimler için geliştirilmiştir, dünyanın güçlü yöneticileri eyalet sistemlerini oluşturmaktadırlar, eyalet sisteminde parçalanmış devlet vardır, parçalanmış devletler dünyanın tek devlet yöneticiliğini oluşturma çabasındadırlar, ulusal devletler “bağımsız birey” özelliğindedir.
BAŞKANLIK SİSTEMİ “TÜRK KAĞAN” YÖNETİM SİSTEMİNİN YENİ TANIMLANMASIDIR.. bu yönetim sistemi, tarihte farklı toplulukların bir arada yönetimleri için kullanılmıştır.
Türk Kitabı..sayfa 156
MUHAFAZA VE İNKİLAP
Muhafaza olduğu şekli korumaktır, İnkilap ise şekli sürekli değiştirmektir.. Muhafazakar değişimden yana olmayandır, İnkilapçı ise sürekli değişimden yana olandır, bu durumda sürekli değişimin anahtarı İNKİLAPÇILIK olmalıdır, İnkilapçılığın olduğu felsefede Muhafazakarlık olmaz..
MİLLİYETÇİ MUHAFAZAKARLIK
Milliyetçi muhafazakâr; Millî muhafazakârlık, millî kimlik ve kültürel kimliğin korunmasına odaklanan muhafazakârlığın milliyetçi bir çeşididir, TÖRE de denebilecek bir tanımdır..
MÜHİM NOT
İsmail Enver Paşa doğucu bir düşünceye sahiptir, Türk milliyetçisi muhafazakardır, Turancı – Dünya Türklüğünü savunur.
Mustafa Kemal Paşa batıcı bir düşünceye sahiptir Türk milliyetçisi inkilapçıdır, Ulusalcı – Yurt Türklüğünü savunur.
.
Ünlü tarihçinin dediği “tarih tarihe suyun suya benzediği kadar benzer” sözü de bir daha yaşamımızdadır…
.
MUSTAFA KEMAL “ATATÜRK” (1880-1938) DÖNEMİNİN EN BÜYÜK TOPLUM VE SİYASET BİLİMCİSİ
ATATÜRK-Mustafa Kemal ve CHP’nin kuruluş felsefesi Milliyetçilik.
.
.
.
.